Türkiye'nin memur portalı

en azından, bu dünyada aşk layık olanda kalmalıydı kesinlikle. kafamızdan geçenlerin en azından aşk kısmı karşı taraftan anlaşılabilmeliydi. yani ben birini 1 milyon birim seviyorum, ona aşığım, ama o beni 1 birim bile sevmiyor. o başka birini 10 birim seviyor, sevdiği de onu 5-10 birim seviyor. bu düzeylerde birbirlerini sevip kavuşuyorlar, biz öyle naçar, yine de temennimiz bir yastıkta kocamaları, ömür boyu mutlu olmaları. benim 1 milyon birimlik sevgime 1 milyar birimlik acı ekleniyor. platonik aşıklar aşkın da, sonrasındaki kavuşamamaktan kaynaklı acının da limitini yaşıyorlar. ayrıca her iki taraf da 1 milyon birime yakın sevgi duymuş olsa buna devlerin aşkı denir.

bir de konu dışı, karşılıklı aşkın sonunda evlilik de olacaksa, günümüzde maliyeti 1 milyon liraya dayandı.:)

orhan gencebay şarkısında der ki: sevmek çok zormuş, sevmemek çok zor, sevilmemek çok zor, sevdim ama sevildim mi bilemiyorum.

ibrahim tatlıses şarkısına değinmezsem entry eksik kalır: bir kulunu çok sevdim, o beni hiç sevmiyor.

bu arada hayatımda birkaç kere yüksek dozlarda platonik aşk yaşadım sanırım. öyle sevmekten vazgeç demekle olmuyor, basit değil bu işler. bir de hafıza çok kuvvetliyse acılarının üzerinde kabuk durmuyor. vazgeçemiyorsun ama mecburen onsuzluğu, ona ulaşamayacağını kabulleniyorsun.

belki de benim yaşadıklarım platonik değil alitonik aşktır.:)

sabah servise bindim. burada sadece trt fm çekiyor ve o açıktı. allah'ım ne duyayım? çocukluğumda duyduğum bir daha duymadığım bir şarkı; ajda Pekkan ve şarkısı hayırdır inşallah. bu tesadüf beni mest etti. hemen ünlü video sitesinden şarkıyı tekrar dinledim. 1990 albümündeymiş. yani tam 33 yıl olmuş bu şarkıyı dinlemeyeli. ajda pekkan da sanırım 8-10 yaşlarındadır o zamanlar.:)

soner arıca: adın bahardı

nilüfer&hayko cepkin: aşk kitabı

hayko şarkıyı söylemiyor da şarkıya başka bir şey yapıyor gibi.:)

şarkı hediye edebilecek kimsesi olmayanların ve kimselerin şarkı hediye etmediği kişilerin yaptığı davranış.