Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
ali mühendisBu üye ÇaylakBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
tecrübe kazanmak, ama öyle böyle bir tecrübe değil.
sabah sofrasında pazardan aldığımız acı saksı biberden ''bana bir şey olmaz'' diyerek ağzım boşken ve kahvaltıya başlamamışken bir diş ısırdım ve çiğnedim. sonrasında yaşadığım ise recep ivedik'in vasabiyi ilk deneyimlediği sahne.
gözlerimden yaşlar, kulaklarımdan çan sesleri, dilimde uyuşmalar...
sofradaki vişne reçeline ne kadar minnet etsem azdır, beni hayata döndürdü.
dilimin tat alma bölgelerinden acı kısmının süper ötesi çalıştığını tecrübe etmiş oldum.
akdeniz bölgesinde akdenize paralel uzanan toros dağlarındaki ağaç yapraklarına bakıldığında görülebilecek manzaradır. belki karadeniz bölgesi de böyle olabilir. ben gözümün fark edebildiği ama sayamayacağım kadar fazla yeşilin tonuna her gün şahit olabiliyorum. gözlerimin en çok aradığı açık fosforlu yeşil ton ise diken yapraklı ağaçların yeni yeni yetişmiş dallarında ve ağaçların en tepelerinde bulunmaktadır. hangi insan bu güzelliklere düşmanlaşarak ormanlarımıza saldırıp geleceğimizi tehdit eder anlam veremiyorum.
sakatatlardan en lezzetlisi.
önce düdüklüde pişecek sonra dilimler hâlinde fırında.
ayrıca konuşmada geç kalan çocuklara kurban bayramında yedi kurbandan dil toplanıp yedirilir bizim oralarda. denemesi bizzat bizim ailede bir üyeye uygulandı ve sonuç yüzde dörtyüz başarı; hiç susmuyor canım akrabam sağolsun.
bir elin nesi var iki elin sesi var felsefesine azıcık aykırı durum ya da ben şu anda böyle hatalı düşündüm.
işin aslı şöyle ki ben bir elimle de ses çıkartabiliyorum ve ensem de kurt gibi.
dolayısıyla kalabalığın şuursuzluğuna tahammülüm yok.
1. | sıdıkahanım | |
2. | semraa-91 | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |