Türkiye'nin memur portalı

iki bin yetmişler...

dişlerim böyle giderse beni yarı yolda bırakmazlar.

gözlerim ah o gözlerim. ne olur bilinmez.

yok yok bana fazla bu yaş.

annemden ayrı kalmak istemem, onunla beraber öleyim, bana o kadar ömür yeter.

yoksa!

sözlük!

korktuğumuz başımıza mı geliyor?

önce yazarlar kayboldu birer birer.

sonra konular.

nihayet entryler de can çekişmeye başladı.

ne yapalım? ceketimizi alıp gideriz...

ağlamaklı emoji, hem de hüngür hüngür...

elektrikler kesik olduğu için ders çalışamadım.

şimdi tünele giriyorum telefon kesilecek.(bu bizim burada tamamen gerçek, ne zaman telefon çalsa tünele girerken çalıyor.)

rafta olan ürünün etiketi yok, rafta olmayan ürünün etiketi var. bu ürünler de muadil. etiket ucuz ürünün etiketi, ürün ise pahalı markanın ürünü. hadi ben çok dikkatliyim ama çoğu kişi bu durumdan bihaber. son zamanlarda yoğurt gibi ürünlerin sktlerini bile silikleştirmeye başladılar. zaten skt kapağa niye basılıyor? gövdeye basılmalı. acaba kapak değişimi de yapılıp skt güncelleniyor mu? diye kafamızda çılgın sorular dolaşıyor. ayrıca kasadaki ekranı müşteri görmesin diye gizleme çabalarına ne demeli?

bugün kardeşimle yürüyüşteyken bir arabanın içindekilerin bize yaptığı eylem.

küçücük ilçede gezilecek yerlere hiç gitmediğimiz için ve araba kullanmadığımız için sordukları adresi tarif edemedik.

biz yabancıyız dedik, zaten yalan da değil. dokuz yıldır burayı benimseyemedik.