Türkiye'nin memur portalı

bazılarımız şiirlere tutunuyor, bazılarımız şarkılara, filmlere, kitaplara... sanırım insan artık tutunamıyor insanlara.

oğuz atay

çok önemi yoktur, tavırlar fazla cıvıklaşmadıktan sonra.

insanlar ciddi olduklarını sandıklarında! aslında ne kadar öyle olamadıklarını da açığa çıkarmış olurlar. yani kişinin yapmacık tavırlarla ciddiyet kazandığını sanmasına gerek yok. yüzündeki mimikler bunu ele verir. ölçülü davrandıktan sonra gerisi önemli değil. eğer ciddiyet kati derecede önemli olsaydı ve daima böyle yaşansaydı samimi davranışlarıyla kalbimizde yer eden ne kemal sunal kemal sunal olurdu ne adile naşit adile naşit ne de şener şen şener şen... bu saygın kişiler gerektiği zaman samimi davranışlarla, ölçüyü kaçırmadan yani asla cıvıklaşmadan ve çok da ciddiyet sergilemeden gayet kaliteli davranışlarda bulunmuştur. sadece filmlerinde değil özel röportajlarında da bu durum aynıdır. bazı insanlar ise tabiatı gereği sürekli ciddiyet sahibidir, onlar sözümüzün dışında. bu işlerle uğraşan davranış bilimleri gibi bir bilim dalı bile vardı yanlış hatırlamıyorsam, kitabını bile okumuştum yıllar önce.

nasıl bir etkileyici şiirdir öyle.

sözlükte bir şey daha hatırlamış oldum tesadüf eseri, yıllar önce rastlayıp sonradan unuttuğum şiiri.

doktor, adama altı aylık ömrün kaldı demiş.

adam altı ay sonra ölmeyince tekrar doktora gitmiş, ''ölmedim doktor.'' demiş.

doktor: ''elma mı yedin?'' demiş.

elmayı hafife almamak lazım.

hayatın hızlı akışında sürüklenirken rastlanılan bir olay sonucunda hatırlanan bir güzel anının akabinde bir yutkunuş ve ağlamak değilse de en az ağlamak kadar masum bir istem dışı olay.

yolda yürürken bir insan görürsünüz, o insanı bir akrabanıza ya da arkadaşınıza benzetirsiniz ve bu anda hatırladığınız kişinin özlemi göz kapaklarında damla olur.

bir eşya görürsünüz, sevdiğiniz bir kişiyle alakalıdır ve yine üstteki cümlenin sonundaki yaşananlar...

bir yazı okursunuz, içinde bir dostunuzun, sevdiğiniz bir yazarın, şairin değerli harflerinin, kelimelerinin, sanatının gözünüze dokunmasıyla gözünüzden yaşlar gelebilir.

bazen de hatırlamaktan daha iyisi olur, özlemini duyduğunuz şey karşınızda beliriverir ve ağlayayazarsınız, evet evet, gözlerin yaşarması tam olarak ağlayayazmaktır.

hem yazdım hem ağlayayazdım.

öyle işte...