Türkiye'nin memur portalı

denizci asker.

incesaz tarafından seslendirilen mükemmel ve çok acıklı bir şarkı. şarkının her satırı sanat harikası.

şarkıyı dinlerken nedense kurtuluş savaşı dönemimizde yaşamış gibi hissediyorum.

atalarım ta orta asyadan anadoluya binlerce kilometre aşarak türlü zahmetlerle gelmişken benim sıladan 600 km uzaklıktaki gurbete çalışmaya gelmemin esamesinin okunmayacağını yüzüme çarpan konu. (utanan imoji)

un çuvalının iplerini kestikleri jilettir diye tahmin ediyorum ama bu bile kabul edilemez durumken ya jilet başka amaçlarla kullanıldıysa ve hamura karıştıysa durum daha vahim.

ameliyatta hastanın içinde unutulan makas gibi.

ya bu jilet kişinin ağzını, dilini, boğazını parçalasaydı çok kötü durumlar ortaya çıkardı.

orhan gencebay: kır gönlünün zincirini

lola: lovebird (çalıkuşu) enstrümental

hassas bir konu, entrylerden belli.

aklıma bazı fikirler ve duyduğum olaylar gelmişti bu konuya yazmak için fakat yazacağım fikirler ve duyduğum olaylar tesadüfen buraya ulaşacak -sözüm sözlük yazarlarına değil- kişilere yol gösterici nitelikte bulunur korkusuyla yazamıyorum.

altıncı entrydeki çay ocağının çok benzeri durumu yıllar önce kafe müptelası olan bir çevremden duymuştum. bu çevrem sık sık beni de bu kafeye ısrarla davet ederlerdi de bir kere bile onların davetine icabet etmemiştim, farkında olmadan içtikleri şeylere neler katılmış neler. sanırım müptela olmaları bu şekilde sağlanmış. allah korumuş beni. müptela kelimesinin burada kullanılmasının da doğru olup olmadığına karar veremedim ya neyse.

konu hakkında en büyük şahsi korkum ise araba kullanırken üfleme testine girip içmediğim hâlde değerimin yüksek çıkması. bazı normal yiyeceklerin sürüş güvenliğini tehlikeye sokacak kadar değil ama bende alkol etkisi yaptığı şüphelerim var ancak sadece şüpheden ibaret. zaten levent kırca'nın canlandırdığı tiplemeler kadar bir durumda olsam arabadakiler müsaade etmez araba kullanmama.