Türkiye'nin memur portalı

sözlüğümüzün açıldığı günden bugüne kadarki süreçte, yazarları konu ve entrylerden yola çıkarak takip eden iyi bir sözlük okuyucusu tarafından biraz hüzünlü biraz tebessümlü bir şekilde içini çekerek kullanabileceği ifade.

ne güzel sözlük arkadaşlıkları oluşmuş, ne güzel seviyeli tartışmalar yaşanmış fakat gerginlikler ve diğer istenmeyen olaylar da zaman zaman yer almış.

sözlüğümüz de tıpkı bir okul gibi, editörler ve yazarlar ise öğretmenler ve öğrenciler gibi aslında; öğretmenler ve öğrenciler değişik periyotlarda okulda yer bulup okulun ruhuna işlemiş, kara tahtada, sandalyelerde, masalarda, kapılarda, pencerelerde görünür veya görünmez izler bırakmışlardır.

duygusal konular bunlar.

sevmediğim ay.

bitse de kurtulsak.

yukarıda çoğu şey zaten yazılmış, bana bir şey kalmış yine de.

eşini uzaktan görmüştür mesela, ''aşkım/hayatım/sevgilim... huuuu! bak buradayım!'' diye bağırıyordur.

futbolla fiziki olarak alakamı tamamen kesmeme yol açan tiksindirici varlık.

bazı rahatsızlıklardan ötürü cuma pazarına gidemedi bizimkiler.

dün öğlen yağmur ihtimali olduğundan sabahın köründe ilçeye gittik. yağmur bizim ulaşımımızı engellemekle kalmıyor içme suyu doldurduğumuz çeşmenin suyunu da çamurlandırıyor.

neyse konuyu dağıttım.:)

küçük bir marketin ilk müşterisi olarak manav reyoncuğuna uğradım, minik minik patlıcanlar ilişti gözüme. fiyatı da boyutu gibi minikti; 25 lira. doldurdum poşete. eve girdim: ilçeden patlıcanlar gelmiş, evde bir bayram havası, anam babam patlıcanı çok severmiş. meşhur şarkı gibi yani.