Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
ali mühendisBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
şapka satan adam bir gün çok yorulunca ormanda bir ağacın gölgesinde oturmuş ve uyuyakalmış. uyanınca sepetindeki şapkalar yok olmuş, bir de ne görsün ağaçtaki maymunlar şapkaları alıp kafalarına takmışlar adamı izliyorlar. adam üzgün ne yapacağını düşünürken yanağını kaşımış, bakmış maymunlar da aynısını yapıyor. müthiş bir fikir gelmiş aklına ve kafasındaki şapkayı yere atmış. tabi maymunlar da aynısını yapınca şapkalarını yerden toplayıp gitmiş.
yıllar sonra adamın torunu dededen kalma mesleği sürdürürken dedesinin yıllar önceki olayının geçtiği hemen hemen aynı yerde yorulmuş bir gün ve aynı ağacın altında içi geçmiş. tabi uyanınca sepet boş, ağaçtaki maymunların kafasında tüm şapkalar. torunun hemen aklına dedesinin anlattığı anı gelmiş ve derhal kafasındaki şapkayı yere atmış. ama maymunlarda tık yok. maymunlardan biri adama seslenmiş:
-uleyn sadece senin mi deden var zannediyorsun?
hatırladığım kadarıyla arz ederim. idare edin.
yeterince odaklanamamak.
ben iyice odaklanınca yine de hissedemedim.
zaten hızlı trenin hızını da hissedememiştim ankara eskişehir arasında tren ikiyüzkırk kilometre bölü saate çıkmasına rağmen.
bazen toplum için bazen sanat için yazıyla, resimle, müzikle ve daha birçok alanda ortaya güzel eserler bırakmaktır. bu eserler değeri bilinip muhafaza edilirse insan gibi ölümlü değil, sonsuza kadar ölümsüz kalabilir.
aslında sanata yapmak çok zor değildir. bazen güzel bir cümle kurmak bile sanat için yeterli bir kriterdir. bu cümlede diğer tüm insanları etkileyebilirsin yada cümlenin içinde küçük bir kesimin görebileceği söz sanatı bırakıverirsin.
belki basit bir kara kalem çalışması...
belki de basit bir üflemeli çalgıyla bir şeyler nefes bulur.
zorlu kış koşullarında dışarı çıkarak yürüyüş yapamayınca büyük bir emekle verilen kiloları geri kazanmamak adına evde yapılabilecek aletsiz sporlardandır. vatani görevini yapan insanlar mutlaka bu sporlarla karşılaşmışlardır. gençlik yıllarımda hiç durmadan yüz kere yapabildiğim mekik çekmeyi şu sıralar ancak otuz kadar yapmaya başladım. yakında kırk, elli filan derken arttırarak yine yüzleri görür müyüm zaman gösterecek. mühim olan kilo almamak.
böyle bir şeyin olduğuyla bizzat karşılaştığım ilk an çocukluk yıllarımda izleyip bir daha unutamadığım levent kırca'nın ''ne olacak şimdi'' filmindeki sahnelerdir. sonrasında benim de içimden gelmeye başladı bu sesler.
1. | sıdıkahanım | |
2. | semraa-91 | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
enerji yenilemez bence, konuyu yenilebilir enerji kaynakları olarak ele alırsak:
bal
reçel
pekmez
şeker
konuyu yenilebilir enerji (mağlup olabilir anlamında) olarak da ele alabiliriz.
birkaç hafta önce televizyonda canlı yayına çıkmış olan muhterem sanatçı.
kibar, samimi, duygulu konuşmalarıyla kalbimizdeki yerini perçinledi. endülüste raks (zil şal ve gül) şarkısını bana göre en iyi söyleyen kişi. uzun ve sağlıklı ömür diliyorum kendisine.
anne kişilerinin hedef olduğu konu.
belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |