Türkiye'nin memur portalı

denizden esen rüzgara meltem deniyor, gölden esene de meltemcik diyebiliriz.

son aylarını yaşadığım zaman.

çoğunu memleketimden uzakta geçirdiğim zaman.

cumhurbaşkanı seçilme şartlarından birini henüz sağlayamadığım zaman.

sesini nerede duysam bana kendimi trabzonlu, rizeli gibi hissettiren çalgı. bir de alıp çalmayı öğrensem ne hissederdim acaba?

gezi tanıtımı programlarında karadenizden bir cennet ziyaret ediliyorsa fonda muhakkak kemençe sesi olur.

önceliğimiz güçlü yapıldığına emin olduğumuz bina.(memleketteki dokuz katlı apartman olan evimiz için birinci kattaki daire sahibi ''9 şiddetine dayanır!'' diye iddia ediyor mesela:) bu tür söylemlere aldanmamak lazım.)

güçlü olduğundan emin değilsek ya da güçsüz olduğundan eminsek ya da bina yapıldığı tarihten itibaren büyük deprem görerek, kamyon, tır, uçak vb. araçların çarpması sonucu hasar almışsa;

yan arsasına yeni bina yapılırken açılan temel çukurundan dolayı hasar almışsa;

kolon kesilerek, kiriş kesilerek, duvarları yıkılarak, korozyona uğrayarak, kolon ya da kirişlerinden tesisat geçirilmek suretiyle... zayıflatılmışsa başlıkta belirtilen konuya gelebiliriz. bu konuda işin ehli uzmanlar tarafından belki çok iyi hizmet verilmektedir, onlara danışılması gerekir.

şahsi görüşüm maliyeti ne olursa olsun binalar ilk yapım aşamasında güçlü yapılmalı ve sonrasında her ne sebeple olursa olsun hasar almaması sağlanmalı, zayıflatılmamalıdır.

su tesisatı malzemesi. klozet ile gider borusu arasında bulunan körüklü, yumuşak bir malzeme. ucuz ama montajı meşakkatlidir.

enerji yenilemez bence, konuyu yenilebilir enerji kaynakları olarak ele alırsak:

bal

reçel

pekmez

şeker

konuyu yenilebilir enerji (mağlup olabilir anlamında) olarak da ele alabiliriz.

birkaç hafta önce televizyonda canlı yayına çıkmış olan muhterem sanatçı.

kibar, samimi, duygulu konuşmalarıyla kalbimizdeki yerini perçinledi. endülüste raks (zil şal ve gül) şarkısını bana göre en iyi söyleyen kişi. uzun ve sağlıklı ömür diliyorum kendisine.

anne kişilerinin hedef olduğu konu.

belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.