Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
ali mühendisBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
aynı anda yapmamak suretiyle uygulanmasını anneme tavsiye ettiğim davranış. neredeyse her gün bir adet ağrı kesici içtiğinden aynı markaya bağlanarak zamanla kontrendikasyon yaşamaması adına ara sıra değişik markaları da denemesini sağlarım. kafasında bir markaya şartlanmış gibi yada o marka gerçekten kesiyor ağrıyı bilemem ama; aynı markanın zamanla vücutta biriktirdiği kötü malzemeler vardır gibi düşünüyorum. belki fazla kuruntulu davranış bunlar.
evde baca varsa ilerleyen zamanlarda oldukça fazla yapılacak davranış. ama baca olup da ev sahibi ''nasıl olsa gerek kalmadı'' diyerek bacayı beton dökmek suretiyle körleme gafletinde bulunduysa(bizim ev sahibi misali)?
hatta bazı müteahhitler baca yapmaya bile tenezzül etmemeye başladılar.
sonuç olarak evde baca varsa ve soba kurma imkanı da varsa, ana ısıtıcı yada destekleme ısıtıcısı olarak muhakkak kullanılmalı. bir de ormanlık alana yakın olup devlet ormandan çalı, çırpı, kozalak toplamaya müsaade ediyorsa(bu durumu hiç yaşamadım yasak mı değil mi bilmiyorum o yüzden.) tadından yenmez sobanın üstünde pişen kestaneler.
topuklarından muzdarip olduğum giysi. bir çorabı, kalınlığı fark etmeksizin beş altı kere giyince topuklar cırt ayşe teyze...
bunun iskeletimle alakalı bir probleme işaret ettiğini düşünüyorum. her türlü değişik ayakkabı ile giydiğimde aynı sorun. topuklarım fazla baskı görüyor; olay ortada.
iskeletime çözüm bulacak kadar tıpta ilerleyemedim ama her tarafı sağlam olup sırf yırtılan topuklar nedeniyle beş gün giydiğim çorabı da atmaya kıyamayıp tamirine yöneliyorum. tıpta çokça kullanılan ''estetik dikiş'' operasyonunun benzerini her bir çorap için yaklaşık bir dakikada dikiş makinesinde çoraplara uyguluyorum. sonuç mükemmel ötesi. bir beş on gün daha giyilmeye hak kazanıyor çorap. bu işlem bir çoraba en fazla iki üç kez uygulanabiliyor. sonrasında artık çorap topuğu tamamen yok oluyor ortaya çoraba benzemeyen giyilmesi imkansız bir cisim çıkıyor.
biz ortaokulda ev ekonomisi dersi görmüş y kuşağı olduğumuzdan bu tip girişimler için o zamanlardan aşılandık.
hemen aklıma altıgenin iç açıları toplamı sorusunu(cevabını unuttum.) ve otuz yıl önce meşhur olan bal peteği şekilli buzlu camları getiren konu.
balı peteğiyle yiyorum ama acaba zararı var mı hiç araştırmadım. zaten sakız gibi oluyor çiğne çiğne bitmiyor. midede kim bilir nelerle karşılaşıyordur.
ramazanın ilk orucunda sahurdan itibaren beş saati geçirdik. acıkma ve susama belirtisi yok.
çocukluğumuzda iftar vaktine geri sayıma sabahtan başlardık. ama ana, babamızı delirten türden;
her on dakikada bir iftara kaç saat kaldı sorusu...
ilkokula başlayana kadar yarım gün tuttuğumuz oruçlar ne olacak acaba meraklardayım.:) (yani ikisi toplanıp bir oruç sayılır temenni ediyoruz.) bu sorunun cevabını öbür tarafta alırız.
işin garibi çocuk vaziyette sabah dokuz gibi sokağa çıkıp akşam iftara kadar oturmaksızın sokak oyunları oynardık. güneşin altında dilimiz damağımız kururdu yine de oyundan vazgeçmezdik.
bugün ise tatil gününe rastlaması iyi oldu ramazanın ilk gününün. serin serin salon gölgesinde klavyem önümde, çocukluktaki iftar vaktine kalan zaman sorusunu aklımdan bile geçirmeden yazıyorum sözlükte.
1. | sıdıkahanım | |
2. | semraa-91 | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
enerji yenilemez bence, konuyu yenilebilir enerji kaynakları olarak ele alırsak:
bal
reçel
pekmez
şeker
konuyu yenilebilir enerji (mağlup olabilir anlamında) olarak da ele alabiliriz.
birkaç hafta önce televizyonda canlı yayına çıkmış olan muhterem sanatçı.
kibar, samimi, duygulu konuşmalarıyla kalbimizdeki yerini perçinledi. endülüste raks (zil şal ve gül) şarkısını bana göre en iyi söyleyen kişi. uzun ve sağlıklı ömür diliyorum kendisine.
anne kişilerinin hedef olduğu konu.
belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |