Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
ali mühendisBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bir ana ve bir babadan doğan öz bir ablam yok.
ana bir baba farklı, baba bir ana farklı olarak da ablam yok, yani en azından öyle biliyorum, yarın bir gün biri çıkıp gelse ben senin ablanım diye bir dna testi akabinde hemen kabul ederim memnuniyetle. mirastaki altınlar üçe bölünür en fazla.
farklı ana ve farklı babadan doğan dört tane öz! ablam var. (biyolojik olmasa bile duygusal olarak öz.)
onların anaları öz teyzem, babaları da öz amcam. yani amcamla teyzem evlenmişler.
konuyu çok dağıttım.
dört ablamın da gününü kutlamak şart oldu bu konuyu öğrendikten sonra.
ek olarak abla denilince aklıma ayşen gruda ve bir filmde canlandırdığı ''feride abla'' geliyor.
ayrıca tüm ablaların günü kutlu olsun.
askerliğime kadar ve askerlik dönemimde vurulmuş olduğumu düşünmekle birlikte emin değilim.
ilk işim olan asansör sektöründe çalışırken bir gün inşaat alanında çivili bir tahtaya basınca çivi ayakkabımı delerek ayağıma battı, neyse ki ayağımın üstünden çıkmadı. tahtayı ayakkabımdan çıkarınca aklıma birden başkasına bu çivi battıysa ve bana tehlikeli bir hastalık bulaşır korkusu ile hemen aile hekimliğine gittim. sanırım bu aşıyı vurdular. bulaşıcı hastalık hakkında bir araştırma olmadı. anlattığım olaydan on yedi yıl geçmiş, bulaşıcı bir şeyler bana geçmiş olsaydı şimdiye kadar çıkardı.
çivili tahtayı ne yaptığımı merak ediyor musunuz? yine çivi yukarı gelecek pozisyonda bıraktım demeyeceğim tabi ki. olaydan sonraki saniyelerde çiviyi hemen tahtadan çıkarttım insaniyet namına.
doğduğum evin minik odasındaki çocukluğumun geçtiği yün halının üstünde oturup bu dünyaya gelmiş olmanın pişmanlığıyla hüngür hüngür ağlamak.
bir an önce öbür dünyaya gitmek.
bugün yaşadığım durumla yine gördüm ki,
insanlara iyilik yapmaya çalışmamalıyız, kötülük yapmak da bize yakışmaz. en iyisi hiçbir şey yapmamak.
1. | sıdıkahanım | |
2. | semraa-91 | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
enerji yenilemez bence, konuyu yenilebilir enerji kaynakları olarak ele alırsak:
bal
reçel
pekmez
şeker
konuyu yenilebilir enerji (mağlup olabilir anlamında) olarak da ele alabiliriz.
birkaç hafta önce televizyonda canlı yayına çıkmış olan muhterem sanatçı.
kibar, samimi, duygulu konuşmalarıyla kalbimizdeki yerini perçinledi. endülüste raks (zil şal ve gül) şarkısını bana göre en iyi söyleyen kişi. uzun ve sağlıklı ömür diliyorum kendisine.
anne kişilerinin hedef olduğu konu.
belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |