Türkiye'nin memur portalı

aslan yazı geçirir ama yediği sıcağı asla unutmaz.

aşırı sıcaklardan kurtulmak için bol bol dile getirdiğimiz ayet.

bu hastalığa sahip olanları bu şekilde kabul etmemiz gerekir. kendi hâllerine bırakmalıyız. reel çevremde beş on tane var böyleleri. çorabının rengine, saçının tıraşına, gömleğinin cebine, oturmana, yürümene, davranışlarına... illa ki binlerce kelime söyleme gereği hissederler.

yıldız tilbe'nin bir şarkısında geçer ki: '' o onu dedi, bu bunu dedi...''

bu hastalığı taşıyanların çocukluğuna, gençliğine bir seyahat etmemiz lazım, kim bilir neler yaşadılar?

bu kişilerin en kötü tarafı normal insanları da moral olarak bozmaları.

uykuyu çok seven insan bol bol uyuyabiliyorsa,

dondurmayı seven insan sık sık dondurma yiyebiliyorsa,

arkadaşları ile anlaşabiliyorsa ve onlarla uzun uzun vakit geçirebiliyorsa,

gezmeye bayılıyorsa ve dünyayı dört dolanabiliyorsa,

hareket etmekten hoşlanmıyorsa ve genelde oturup uzanıyorsa...

ne istiyorsa onu rahatlıkla her zaman yapabilen insandır kısaca.

uyku problemi olmayan kişiler için ne mutlu.

köy olsun, şehir olsun, iyi bir uyku almadıkça sabah dinç minç olunmaz.

hele bir müddet kesintisiz uyuyabilirsek ne ala, normal şartlarda uyanmak bile kafi.

anne kişilerinin hedef olduğu konu.

belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.