Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
aklıma şimdi bu şiirle ilgili olabilecek bir bilgi geldi.
eski buzdolabımız geçmiş dönem 25 lira yakıyordu ayda. bu oldukça fazla paraydı.
bir yeni buzdolabı ise sadece 6 lira yakıyordu.
işsiz olduğum zamanlardı.
bir akrabamızın evini badana yaptık, 750 lira vermişti. yeni buzdolabı 900 liraydı. üzerini tamamlayıp yeni buzdolabını almıştım eve.
25-6=19 lira ayda tasarruf ile yaklaşık 4 senede kendini amorti etti.
buraya kadar anlattıklarımın konuyla ilgisi sadece şudur:
yeni buzdolabının kılavuzunda dolabın çalışırken çıkarması doğal olan sesleri hakkında komik karikatürler eşliğinde bazı ifadeler yazıyordu, bu sesler normaldir, servisi bunun için aramayın diyordu. bu sesler hatırladığım kadarıyla şunlardı:
glup glup, şırrrr, fışşşş, tıkır tıkır, gıurrrr gıurrr...:)
hasta ziyareti için gitmek zorunda kaldığımız memleketten sabah sekizde gurbete doğru uzun yol yolculuğuna çıktık. gurbette bulunmak zaten acı iken memlekette yatakta hasta bir akrabayı bırakmak katmerli bir acı oldu.
son yıllarda görmediğim şiddetli yağış bizi yolda, gurbetin başkenti yakınlarında yakaladı. silecekler şakır şakır yağan yağmuru silmeye yetişemedi. bakıma alınan bir yolda yağmurun da görüşü azaltması ve yolu kayganlaştırması sonucu öndeki kamyona çarpmama ramak kaldı, neyse ki takip mesafesini abartılı olarak fazla tutmanın yararını gördüm. verilmiş sadakamız varmış.
konya'da mola verince büyük bir marketten anamla reyonda acı biber seçerken sağdan soldan kadınlar anama ''abla cok acıdır bu biber, yiyemezsin!'' dedi. anam da kendisine yapılan ortayı doksanlara gönderdi: ''acı macı bize işler mi bacı?'' diyerek.:) anam ve ben şanlıurfa'lılara, kahramanmaraş'lılara, gaziantep'lilere, japonlara... meydan okuyoruz acı yeme konusunda.:)
neyse en sonunda gurbetteki fakirhanemize sağ salim vardık. şimdi disoryantasyon ve jet lag!(arabayı uçak sayarsak) hissiyle ortama adapte olmaya gayret ediyoruz.
arabadan inerken kar beyaz spor ayakkabımla farkında olmadan kırmızı topraklı çamura basmam ise güldüren acı bir yolculuk finali oldu.
1. | sıdıkahanım | |
2. | semraa-91 | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
enerji yenilemez bence, konuyu yenilebilir enerji kaynakları olarak ele alırsak:
bal
reçel
pekmez
şeker
konuyu yenilebilir enerji (mağlup olabilir anlamında) olarak da ele alabiliriz.
birkaç hafta önce televizyonda canlı yayına çıkmış olan muhterem sanatçı.
kibar, samimi, duygulu konuşmalarıyla kalbimizdeki yerini perçinledi. endülüste raks (zil şal ve gül) şarkısını bana göre en iyi söyleyen kişi. uzun ve sağlıklı ömür diliyorum kendisine.
anne kişilerinin hedef olduğu konu.
belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |