Türkiye'nin memur portalı

çok güzel hareketlerde oynamış olan başarılı oyuncu eser'i düşününce aklımda miktar olarak başka fikirler oluşuyor.

bitkisel ürünlerle hayvansal ürünleri yada başka ürünleri bıçakla küçük parçalara bölmek.

soğan doğramak.

havuç doğramak...

bir de doğrama usulleri varmış yeni duyunca sözlüğe getireyim dedim.

julyan usulü doğramak.

brunuaz.

makedon.

vişi...

doğrama eylemi yapılırken dikkatli olunmalı yoksa parmak, el doğranabilir keskin bıçakla.

ziynet sali'nin başrol adlı şarkısında geçen kelime.

kaoma: lambada

locomondo: magiko hali

ölçü mölçü yok.

soğan, çarliston biber, havuç, patates, patlıcan, kuşbaşı et ve sarımsak.(annem pişmiş sarımsağı hiç sevmez, o memlekette olduğundan biz rahatlıkla yemeğe katabiliriz.:))

sıralama mıralama da yok özellikle bir yerden öğrenilen.

her şey doğaçlama.

saat yaklaşık 12:30 da başladık eyleme soğanı, sarımsağı, biberi kavurup. sonra eti ekledik tencereye.

et biraz pişsin havuç, onbeş dakika sonra patates, ondan da onbeş dakika sonra patlıcanları dökerek bir onbeş dakika daha pişecek.

yemek yapımı aşamasında canlı canlı paylaşımdır bu entry.

kardeşimle benden gayrı beğenecek kimse yok zaten yemeği, beğenmezsek de mecbur yiyeceğiz.:)

birkaç hafta önce televizyonda canlı yayına çıkmış olan muhterem sanatçı.

kibar, samimi, duygulu konuşmalarıyla kalbimizdeki yerini perçinledi. endülüste raks (zil şal ve gül) şarkısını bana göre en iyi söyleyen kişi. uzun ve sağlıklı ömür diliyorum kendisine.

anne kişilerinin hedef olduğu konu.

belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.