Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
ali mühendisBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
büyük fay hatlarında büyük depremler olunca günlerin süresinin ve dünyanın eğikliğinin değiştiğini dillendiren uzmanları hatırlatan konu. büyük depremin akabinde sanırım kronometrelerle güneşin doğuşunu, batışını takipliyorlar.
otuzüç yıllık bir kol saatim var ve hep takarım, pilinin zayıfladığı zamanları hesaba katmazsak zamanın yavaşladığına hiç şahit olmadım. pilinin zayıfladığı zamanlarda ise sadece zamanın yavaşladığını sandım, öncesinde kısa bir mutluluk yaşayıp durumun farkına varmamla hevesim kursağımda kaldı hep.
sıkıntılı süreçlerde zaman yavaşlar gibi gelir, muhteşem süreçlerde ise su gibi akıp geçer.
çok çabuk eskiyen tüketim malzemesi.
belki de annem hunharca kullanıyordur.
önce yeşil katmanı inceliyor, sarısından ayrılıyor ve sünger annemin ellerinde ex olmuş.
bulaşıkları keseler gibi yıkamaya ne gerek var?
ovma tozuyla ovmalar, leğende köpük banyosu yaptırmalar.
küçükken bizi de böyle mi yıkıyordu acaba unuttum.
bize daha nazik davranmış olmalı aksi hâlde travmalar yaşamış olur ve unutamazdık.
geçen sene memlekette bir süpermarketin indirimindeyken ve bol puanlı zamanında iyi stok yapmıştım daha tükenmedi. ihtiyaç belirince güncel fiyatını görüp uçuklamasam bari.
yoğurt yemesi farklı olan yiğitler için geçerliliği biraz zor olan söylem.
arşimet suyun kaldırma kuvvetini buldu diye suya bir şey düşürüp de suyun kaldırma kuvvetini -arşimetten haberi olmadan- bulan daha milyonlarca insan vardır ve aslında hepsi bu keşfi ister istemez yeniden yapmışlardır. arşimet bile milyonlarca insandan sonra farkına varmıştır bence bu durumun.
diğer bir örnek ise nevton ve elma... bunu uzatmayacağım tabi.:)
amerikayı da daha tam olarak keşfetmiş sayılmaz insanoğlu; keşfetmiş olsaydı tamamen, daha temkinli olurdu. daha kalabalık insan göçü yaşanırdı ya da tam tersine amerikadan göçenler... olabilirdi.
ve son olarak kendimle çelişmem lazım: bilmediğimiz bir yemeği yapmak istiyorsak açıp önceden yapanlardan dinlemeli ya da izlemeliyiz.
hiçbir zaman sitem etmeden ömrümün baharını birlikte geçirdiğim sayı. yalnızca ömrümün baharı değil sanırım sonbaharı da birlikte geçecek bu gidişle mesleki hesap zorunluluklarından.
kendisini üç aldığımız zamanları mumla arıyorum.
üniversitede bir derste hoca tahtaya bir verim formülü yazdı bol bilinmeyenli. ''verimi arttırmak için hangi bilinmeyenleri değiştirmeliyiz?'' diye sınıfa sordu. formüldeki -bilinmeyenleri temsilen diyorum- a'yı arttıralım diyoruz hoca olmaz diyor, b'yi arttıralım, hoca: ıı olmaz, c'yi diyoruz, hoca: imkansız. hoca da sert ve kızgın karakterli...
sulu bir arkadaş çıktı ve dedi ki: ''hocam pi'yi arttıralım.'' sınıf zaten dinlemiyordu, ne olduğunu anlamadı, hoca küplere bindi, ben ise gülmenin doruklarını içimden yaşamak durumunda kaldım hem de ecel terleri dökerek, yoksa hoca o arkadaşla birlikte beni de def ederdi sınıftan.
yani özetlersem nerede pi sayısını görsem bu hatıra gelir aklıma.
bahsettiğim hocamızı da geçen aylarda kaybettik, allah rahmet eylesin.
eş anlamlı ya da yakın anlamlı bir konuyu daha önceden tesadüfen okuduğum için bakınız bağlantısı yapmak için uğradığım konu. bakınızdaki konunun da içinde entrysi yok zaten.
konuyu hissetme durumuna gelirsek; en az dört beş kere yaşadığım his. bazıları yaşanan bir kötü olay nedeniyleydi ama bir tanesi sebepsiz yere, oturduğum yerde nefesimi bile kesecek şiddette, çok aşırı derecede soğuk terlerin eşlik ettiği, kendimce kesinlikle ağır bir kalp krizi geçirdiğime kanaat getirdiğim olay. sonraki günlerde kalbimdeki ağırlık azalarak yok oldu, korkumdan doktora gidemedim. ama bu olaydan yıllar sonra işe giriş vb. şikayet dışı rutin kontrollerde ekgler çekildi, olumsuz bir dönüş olmadı.
ben ne yaşadıysam artık o hissi yaşadığım zamanda, allah bilir.
1. | sıdıkahanım | |
2. | semraa-91 | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
enerji yenilemez bence, konuyu yenilebilir enerji kaynakları olarak ele alırsak:
bal
reçel
pekmez
şeker
konuyu yenilebilir enerji (mağlup olabilir anlamında) olarak da ele alabiliriz.
birkaç hafta önce televizyonda canlı yayına çıkmış olan muhterem sanatçı.
kibar, samimi, duygulu konuşmalarıyla kalbimizdeki yerini perçinledi. endülüste raks (zil şal ve gül) şarkısını bana göre en iyi söyleyen kişi. uzun ve sağlıklı ömür diliyorum kendisine.
anne kişilerinin hedef olduğu konu.
belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |