Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
ali mühendisBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
arabasının camları kapalı ise ve arabası dışarı ses çıkarmıyorsa zararsızdır, örnek ben.
hoparlörlerin tozunu attırmak için yaptığım davranış.
evde konu komşuyu rahatsız etmekten kaçınıp arabaya binerek yüksek sesle müzik dinlemeyi seven tiplerdir.
arabam, babamın arabası yani, yedi yıl önce piyasanın en ucuzuydu, müzik sistemi ise arabanın orijinal fabrika çıkışı müzik sistemi.
bazıları ise elli bin liralık arabaya otuz bin liralık müzik sistemi döşetebiliyor. arabasının camını açmadıktan sonra bana zararları yok.
bir anı:
rahmetli lise biyoloji öğretmenim tülay hoca sabahları okula arabası ile (milenyum zamanları) sertap erener'in ''zor kadın'' şarkısını (insan sesiyle müziklisi) son ses açıp girerdi. bu duruma hayran kalırdım. bazen arabaya binince bir kere aynı şarkıyı yüksek sesle dinler, hocamı rahmetle anarım.
tercih meselesi.
kişi davranışlarının bir çeşidi.
bakış açısına, kişiye, olaya, duruma... göre doğruluğu ve yanlışlığı tartışılır.
istemeden bir yanlış yada yanlışlar silsilesini sergileyen kişiye karşı bir cezadır belki de.
benim gözümden bakarsak ne olursa olsun herkes bir allahaısmarladık, hoşça kal, sana kırıldım... gibi bir bildirimi hak ediyor. görüşüm bu olmasına rağmen ben de belki geçmişte ve gelecekte o anlardaki psikolojik bir dönemim nedeniyle istemeden ghosting yapmış veya yapacak olabilirim.
''inşallah'' kelimesini bazen içimden bazen dışımdan hep kullanırım.
dini değerlere önem vermeyen biriyle konuşurken içimden kullanırım. diğer hâllerde rahat rahat kullanırım.
bu kelime kullanılınca bazen tepkiyle karşılanabiliyor. sanki işi yapmayacakmış hissini verir gibi.
amaç işi yapmamak değil, temkinli davranıp üzerine düşeni yapmak ama bu aşamada allah'tan da işinin yolunda gitmesini istemektir. bu nedenle her türlü işimde bu kelimeyi bazen alenen bazen sessizce kullanarak iş sözü veririm. (mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.)
cümle içinde nasıl kullanacağımızı merak ettiğim konu.
mesela ''onunla internette maç oldum'', ''vatsapta maç oldum'' gibi mi yoksa direk ''onunla maç oldum'' gibi mi?
bu gibi söylemleri hızlıca öğrenmeliyiz, yoksa yeni kuşakla aramızdaki bağlar kopacak. bu konu burada karşıma çıkmasa ben bihaberdim bu deyimden.
ben.
lise yıllarında, 97-2000 arasında, bilgisayar yaygınlaşmaya başlamıştı, maddi durum yetersiz olunca ancak klavyeli bir atari almıştım. televizyona bağlayıp oyun oynuyorduk, içindeki ingilizce testlerini çözüyorduk. ayrıca f basic diye bir menü vardı ama lisedeyken ne işe yaradığını bilmiyordum. sonra atariden hevesimi aldım, onu çatı katına gönderdim.
yıllar yılları kovaladı ve üniversitede okurken nümerik analiz dersine girmeye başladım. tabi hala bilgisayarım yok, fakültenin internet salonu da tıka basa dolu olunca sıra bana gelmiyor. bu dersin problemlerini çözmek için hocanın söylediği iki yol var, ya problemin programını yazıp bilgisayardan beş dakikada döküm alacağız yada bilimsel hesap makinesinde dört beş saat tek tek hesap yapıp sonuçları tabloya işleyeceğiz. bu işin de sonu yok, her problemde aynı sorun.
aklıma bir sinyal geldi, çatı katındaki atarinin f basic menüsü bu muydu acaba? bu işi yapar mıydı? tozlu atarinin tozunu üfleyip bağladım tüplü televizyona. kasedini taktım, önce bir el araba yarışı oynadım. sonra gelelim f basic menüsüne. bilgisayara yazmam gereken program döngüsünü aynen yazdım, enter tuşuna bastım error! dedim ki bu döngüyü biraz rötuşlasam ne olur? doğru yoldaydım. nümerik analiz hesabı program döngüsünü, hesapları bozmayacak şekilde atariye uyarlamayı başardım. verileri girdim, klavyeden enter tuşuna basınca ekrana tüm çözümler geldi. keşke televizyon ekranını yazdırabilecek bir cihaz da olsaydı ama yok. ekrandaki yüzlerce sayıyı, televizyonu ve atariyi kapatmadan ve elektrikler kaçmaması için dua ederekten hemen tabloya yazdım. birkaçının bilimsel hesap makinesi ile sağlamasını yaptım.
insanlık için oldukça minik ama kendim için çok büyük bir başarı elde ettim.
...
bizimkisi bir bilim hikayesi,
tüplü televizyon, atari, çocuk oyunu gibi biraz
göz yaşı, sevinç ve başarı
bizimkisi roman gibi biraz. (kayahan şarkısına uyarlama, kayahan'ı rahmetle anıyorum.)
bakınızdaki konudan geldim bu başlığı açtım.
1. | sıdıkahanım | |
2. | semraa-91 | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
enerji yenilemez bence, konuyu yenilebilir enerji kaynakları olarak ele alırsak:
bal
reçel
pekmez
şeker
konuyu yenilebilir enerji (mağlup olabilir anlamında) olarak da ele alabiliriz.
birkaç hafta önce televizyonda canlı yayına çıkmış olan muhterem sanatçı.
kibar, samimi, duygulu konuşmalarıyla kalbimizdeki yerini perçinledi. endülüste raks (zil şal ve gül) şarkısını bana göre en iyi söyleyen kişi. uzun ve sağlıklı ömür diliyorum kendisine.
anne kişilerinin hedef olduğu konu.
belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |