Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
analog cihazlarla ve steteskop kullanarak yapılması her yiğidin harcı olmayan ama günümüzde kendi şişen ve dijital sonuç veren cihazlarla kolaylıkla yapılan iş.
bu konuyu açmamın nedeni en az çeyrek asırdır aile bireylerimin hepsinin tansiyonunu en doğru şekilde ölçen kişinin ben olması ve bize ziyarete gelen her akrabamın beni görünce tansiyonunu ölçtürmesi.
akrabalarım tarafından mühendis olarak değil de doktor olarak görülmekteyim nedense.
başı ağrıyan bana soruyor ''neden'' diye?
bazı akrabalarım sorunlarını anlatıp hangi branşa gitmeleri hakkında bana danışıyorlar.
ön muhasebe olur da ön tıp olmaz mı hiç dimi? tam da ben o işi yapıyorum sanki.
en kolayı dişi ağrıyanı diş doktoruna yönlendirmek.:)
bir mr ve ultrason cihazım olsaydı sayın akrabalarımı hangi branşa göndereceğim konusunda nokta atışı yapabilirdim.
bazı akrabalarım tansiyon ölçtürünce iyi geldiğini bile iddia edebiliyorlar yani; işim zor hem de çok zor. bunların günde üç kere tansiyonunu ölçsem tedavileri gerçekleşecek sanki kendiliğinden.
en akıllı akrabam olan rahmetli dedem ise tansiyonu oniki sekiz çıktığı halde ''beni mutlu etmek için öyle söylüyorsun dimi aslında durum iç açıcı değil'' diye kendisine moral vermek için yanlış değer söylediğimden şüphelenirdi. hipokrat yeminim olmadığı içindi bence bu şüphelenmesi.
sadece isteğe bağlı takanların tek tük ortalarda görünmesiyle sonuçlanan uygulama.
maskeye karşı olanları şu hususlarda düşünmeye davet ediyorum.
kullandıkları arabalarının hava ve yağ filtresini sökerek kullanmaları sonucunda nelerle karşılaşabilecekler? polen filtresi ne işe yarıyor mesela?
yada bir termik santralin bacasının filtresiz olduğunda neler olabileceğini araştırabilirler.
yada yıllardır ameliyatlara giren sağlık çalışanları acaba neden maske takma gereği duyuyorlardı?
yada sokak sütü aldığımızda neden bir süzgeç veya tülbent gibi bir kumaşla süzme gereği duyarız?
bazı şehirlerde şebeke suyunu içebilmek için neden filtreden geçirdiklerini...
hiç başlarına bir otobüsteyken en arkada oturanın büyük bir gürültüyle ve eliyle ağzını kapamadan hapşırdığı durum geldi mi?
bayram namazına biraz fazla erken gidilince diz çöküp oturmadan dolayı uyuşan ayakları dinlendirmek amacıyla geçilen oturuş pozisyonu.
1. | sıdıkahanım | |
2. | semraa-91 | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
enerji yenilemez bence, konuyu yenilebilir enerji kaynakları olarak ele alırsak:
bal
reçel
pekmez
şeker
konuyu yenilebilir enerji (mağlup olabilir anlamında) olarak da ele alabiliriz.
birkaç hafta önce televizyonda canlı yayına çıkmış olan muhterem sanatçı.
kibar, samimi, duygulu konuşmalarıyla kalbimizdeki yerini perçinledi. endülüste raks (zil şal ve gül) şarkısını bana göre en iyi söyleyen kişi. uzun ve sağlıklı ömür diliyorum kendisine.
anne kişilerinin hedef olduğu konu.
belki de nesilden nesile çocuklar gitgide daha uslu versiyonda geldiğinden anneleri dur demeye gerek duymuyordur, olamaz mı? zira z kuşağı ve sonrasının mükemmel olduğu iddiasında bulunan şahıslar hiç de azımsanmayacak sayılara ulaşmıştır. iddialara göre dünyayı kurtaracaktır bu z kuşağı, dünyayı kurtarma gücü yüklenen bu kuşağa mensup çocukların kendilerine dur denmesini gerektirecek eylemleri gerçekleştirebileceğini bir y kuşağı mensubu olarak ben pek düşünemiyorum.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |