Türkiye'nin memur portalı

Düşünebilenlerin eylemi.

Düşünemeyenler için bir suç.

Bir insan değişir, dün söylediklerinden başka türlü söyleyebilir bugün. Ve sırf değiştiği için insanı sorgulayanlar var. İlginç değil mi?

Sorgulamak da bir düşünme biçimi idi, düşünemeyenlerin yapamadıkları bir eylem.

O halde sorgulamak demeyelim; bugün dünden farklı söylemleri için kişiyi yadırgıyorlar.

Niçin?

Yasak mı değişmek?

Ataç diyor ki böyle insanlar için;

Sürü töresi; düşünmeden, gözleri kapalı inanmak bir görüşe. İnanmışlar, inceleyerek, araştırarak değil, körü körüne inanmışlar.

Aslında şiir sevmeyen bana, şiiri sevdiren şarkılar...

İlk şarkılar; fazıl say albümünün adı... Albüm deyip geçmemek gerekiyor, şiirlerin hikayeleri, dokunduğu hayatlar var... Ve bana da uzaklardan dokunan dost eli ilk şarkılar eşliğinde.

Dört Mevsim, akılla bir konuşmam oldu, Sardunya'ya Ağıt... nefis.

Güzel-miş...

"ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok."

Anlık his(sizlik).

#1h7s

"Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok."

Sözleri Hayyam'a ait, ilk şarkılar'da yer alan, Serenad Bağcan yorumlu Fazıl Say eseri ve beni en çok etkileyen eser.

"Nedir; dedim bu yaşamak?

Bir düş, dedi; birkaç görüntü.

Benim bu deli gönlüm, dedim;

Ne zaman akıllanacak?

Biraz daha kulağı burkulunca, dedi."

"klasikleri klasik yapan yıllar geçse de insana dair söylediklerinin geçerliliğinden bir şey kaybetmemesi..."

İnsana/topluma ilişkin analizlerde ironi, eleştiri çok net görülebilen; Okurken düşündüren, sıkmayan ve sorgulatan bir klasik.

Wilde bir mektubunda roman karakterleri için;

Basil Hallward; kendi hakkımda düşündüklerim

Lord Henry; dünyanın hakkında düşündüklerim

Dorian; -belki başka yaşlarda- olmak istediğimdir... demiş.

Dorian Gray'in portresi ölümsüzlüğün simgesi. Ve dorian bir model, Basil ise bir ressam olarak insan yaşamına/ölümüne meydan okuyan iki isim. Çünkü;

"İster bilimsel, isterse sanatsal olsun her tür yaratma eylemi ölüme bir meydan okuyuştur."

...

"Din?

+İnancın yerini tutan günümüz modası.

-Sen kuşkucusun.

+Hiç de değil, kuşkuculuk imanın başlangıcıdır.

-Ya sen nesin öyleyse?

+Tanımlamak kısıtlamaktır.

-Bir ipucu ver bana.

+İp dediğin kopar, labirentte kaybolabilirsin."