Türkiye'nin memur portalı

Sartre'nin de dediği gibi;

"başkaları cehennemdir..."

Evet, belki sertçe bir ifade, bir tanım ancak tam da bu duruma uyduğunu hatta başkalarını görünce çok daha naif bir tanımlama olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlardaki bu hastalık aşılamaz bir barikattır, ve insan izin vermedikçe de oluşamayacak bir barikat.

Yani herkes her şeyi söyleyebilir, ki herkes kendinde nedense(!) bu hakkı görebiliyor. Birilerinin cesaretsizliği, birilerinin acizliği ve birilerinin çekememezliğinden oluşan bu bulaşıcı hastalığı ve bu hastalığa yakalananları hayatımızdan def ederek, daha huzurlu bir hayat tercih edilebilir.

Aşırı yararlanma demektir.

Bir uygunsuzluk hali değildir, yani istenilerek veya istenilmeden yaratılan uygunsuzluk hali değildir. Karşı tarafın zor durumda kalması, düşüncesizliği ve deneyimsizliğinden yararlanarak sözleşme yapılmasıdır.

Aşırı yararlanmada zamanaşımı süresi, durumu öğrenme veya zor durumun ortadan kalkmasından itibaren bir yıl ve her halükarda sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren beş yıldır.

Aşırı yararlanmada zarar gören, sözleşmeyi sona erdirmeyerek sadece edimler arasındaki orantısızlığın giderilmesini isteyebilir.

İnsana her şeyin yakıştığını düşünenlerdenim, insan iyiliği de kötülüğü de kendi tercih eder. Bu sebeple kendisine yakışanı sergiler her daim.

Önceleri çok kırgınlık oluşurdu, zamanla, sen büyüdükçe, tecrübe kazandıkça... ve ve insanları tanıdıkça, hayatını ve hayatına dahil olanları sadeleştirip, yoluna devam etmeyi tercih ederken, zamanla kırgınlık hissi de kendiliğinden kayboluyor.

Daha yüzeysel bakıyorsun, içselleştirmiyorsun ve herkesi dahil etmediğin gibi hayatına, herkesle her şeyini de paylaşmıyorsun.

Evet, insanlar sayesinde hayat çok şey öğretiyor bize.

Cemal Süreya çok da güzel özetlemiş aslında durumu;

"Çok şey beklemeyin hayattan.

Hayat kısa, hayaller ağır ve

İnsanlar nankördür."

Sadece üçüncü kişileri aldatmak amacıyla irade ve beyanların arasında bilerek uyumsuzluk yaratma halidir. Tarafların gerçek iradelerine uymadığı için kesin hükümsüzdür.

Kişinin aklından geçenin başka, ağzından çıkanın başka olmasıdır.

Hocamın anlattığı örnek de şu şekilde, en azından akılda kalabiliyor sınavda hatırlamak için. "Ablamın ev almak istemesi ve bunun için de benden kredi çekmemi istemesi. Ve benim aklımdan geçen, "ablam bu parayı asla ödemez" iken, ağızdan çıkan "tabii ki ablacığım" olması tam olarak zihni kayıta bir örnek.