Türkiye'nin memur portalı

Kendine temel olarak "tembelliği" değil.. tembellik üzerinden yola çıkarak "anlamsızlığı" seçmiş bir karakter.

Farklı bir açıdan baktırmaya çalışmış bir yazar eserleriyle. İlk başta okunup, çözümlenebilecek bir tarzı yok. Okuru bu anlamda düşünmeye itmesi, yorması, sorgulatması da bu amaç doğrultusunda. Okuma kültür düzeyi yükseldikçe, yazarın anlaşılma oranı da artmakta.

Çözümlenemese de, anlaşılabiliyor.

Yazar için;

"Ne yapacağını, ne yazacağını, ne istediğini pekâlâ biliyor." diyebilen köşe yazarlarının bu sözüne pekala okurları katılabilir.

Kemal Tahir de bir kaç yazarımızda olduğu gibi, tartışmalara neden olmuş, eleştiri yoğunluğu yaşamış bir romancı. Bu tartışmalar daha çok yazarın ideolojik tavrından kaynaklanmakta. Düşüncelerini, araştırmalarını roman aracılığı ile dile getirmiştir. Hatta bu noktada Berna Moran'ın sözleri de aklımıza gelebilir.

"Kemal Tahir'in görüşlerine katılanlar romancılığını da överken, görüşlerine katılmayanlar genellikle romancılığında da övülecek bir şey bulamamışlardır."

Okur, görüşlerine katıldığı bir yazarın eser(ler)ini benimserken, düşüncesine uymayan bir yazarın eserini göz ardı edebiliyor.

Peyami safa'nın romanıdır.

Safa'nın eserlerinde toplum yapısı hakkında bilgi, geleceğe dair ipuçları bulmak mümkün. Geleceğe dair yaşanacak sorunlara ışık tutması "ileriyi gören bir aydın" olması Safa'nın temel özelliklerinden.

Yine psikolojik tahliller, yine yoğun ruh tahlilleri kitaba özenle yerleştirilmiş. Duygu yoğunluğunun işlendiği "tereddüt"lü yaşamların/hayatların romanı.

Toplumun görünen sorunlarına eğilen, bunu çarpıcı örneklerle anlatan, verdiği mesajlarla, derinliği ile bir Peyami Safa eseridir.

Bir kesim sefaletle, yokluk içinde, savaşla uğraşırken, diğer yanda zevk ve sefa içinde, olaylara, içinde bulunulan duruma bu kadar duyarsız bir kesim de yer almakta. Günümüze, bugün de yaşanılan "duyarsızlık, sorumsuzluk, bilinçsiz bir kesim ve bu kesimin sözde kızları"na değinen, ışık tutan bir eserdi. Ahlaki değerleri hiçe sayan, insani vasıfları unutmuş, zevk ve sefa içinde yaşayanlar. Gerçekten de onlar "sözde kızlar"dı.