Türkiye'nin memur portalı

"isterseniz kütüphanelerinizi kilitleyin; ancak aklımın özgürlüğüne hiçbir kapı, hiçbir kilit, hiçbir sürgü engel olamaz."

Virginia Woolf'un kadınlar üzerine yazdığı bir deneme.

Farklı bir dokunuşu var bu kitabın, biraz dağınık bir anlatım.

Kadını anlatıyor, kadın olmanın zorluklarını. Kadının tarihteki rolünü. Yalnızlaştırılan kadın. cinsiyetçi bakış açısının insana/insanlığa zararları, açtığı yaralar, kadının ötekileştirilmesi.

Neden "kendine ait bir oda"ydı kitabın adı;

"Toplum tarafından kadına yapılan baskılara rağmen Woolf, kadınların da özgür olabileceklerini ve istedikleri gibi yazabileceklerine inanmaktadır. Bunu yapabilmenin tek yolunun ise kendilerine ait bir odaya sahip olmaktan geçtiğine inanmaktadır. Aynı zamanda Virginia Woolf toplumdaki kadınları bu konuda destekleyip cesaretlendirerek onların da toplumda bir birey olarak yer almalarını sağlamaya çalışmaktadır. Bunun üzerine Woolf, kadınlar için kurguladığı bir odadan bahseder. Her kadının kendine ait bir odası, kendine ait bir dünyası olmasından bahseder. Bu oda bir metafordur. Kadınların düşüncelerini özgürce ifade edebildiği her kadının sahip olabileceği özel bir odadır."

Kendine ait bir oda; "dünün kadınlarının bugünün kadınlarına bir armağanı."

"bazı anılar,

bazı şarkılar,

ve bazı insanlar

unutulmuyor..."

diye iliştirebileceğim bir not.

Bir daha aynı şeyler yaşanamadığı için; anı

Bazı şarkılar o anı tamamladığı için; özel

Ve bazı insanlar; eskisi gibi hiç olunamayacağı için hiç unutulmuyor.

Anın, yaşananların ve bazı insanların üzerinden yıllar da geçse, bir ömür de geçse... unutulmuyor.

Özlüyorsun.

Üzülüyorsun.

Yine birlikte gülmek istiyorsun,

Yine kavga edelim,

Hadi yine "dost"a gidelim demek istiyorsun ama diyemiyorsun. çünkü yok(lar).

Bu balık burcundan çekilse şu gezegenler, bu kadar duygusallık!

Kürtçe kökenli bir kalıp.

Slaw; Selam

u; ve

Rez; saygı

Demekmiş...

Bu sözü ilk duyduğumda çok merak etmiştim, anlamı nedir, nasıl kullanılır bir cümlede... Araştırmalarım, salw u rez'in de hikayesini oluşturdu.

"ne gökyüzü, ne de deniz

yok artık bir anlamı, çaresiz...

ne mavi, ne de mavi

her şey artık hep gri..."

bir dörtlükten oluşan hikaye. Biraz eksik, sözün sahibi yokken.

#3dok

%99 arayan (tebessüm),

mesai dışında bile her arayana özenle zaman ayıran, kısacası mesai kavramına önem vermiş(personel açısından) olsalar bile, sorumlulukları gereği mesainin de dışına çıkan ve bunu asla sorun etmeyen, personelin fikirlerini önemseyen, hakları konusunda bilgilendirici yönleri ile, personel alımı, personelin işe uyumunu sağlayan ve daha bir çok süreci titizlikle takip eden, çalışanların taleplerini alan ve karşılayan departmandır.

Şu an tercih hakkım olsaydı, bu departmanda olmak isterdim.

Hayranım kısacası; çok aktifler.

Mesela şu an şirket anayasası oluşturma çabalarına şahidim, hatta az da olsa katkı da sağlamaya çalışıyorum. Sürekli değişen mevzuatlar, sirküler gereği kendini hep yenilemek zorunda olan bir birim.

Tam benlik bu hareketlilik. neyse ki çok iç içe bir durum olduğundan çok da uzak sayılmam.

Gelişime, değişime açık bir süreç.

İkili bir rolü olan;

Bazen yardımsever, bazen de şiddetli,

hem yok edici hem de kurtarıcı olarak tasvir edilen Trimurti'nin üçüncüsü tanrısıdır.

Kötülüğü ortadan kaldırdığına, değişim ve yenilenme için yeryüzünü temizlediğine inanılır.