Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

İDAL*

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

1,197 entry 253 konu hiç puanı yok
17.11.2023 21:58 son işlem tarihi takip etme takip et

kadınları tavlamanın 10 altın kuralı

#3jeu

yok, kızgın hiç değilim sadece metin editörüme kıymayalım diyorum.

(glck)

16.11.2023 14:08
  1. Ekran Görüntüsü

    Şikayet için süper bir yol.

    Ve bir tehdit aracı ki sormayın gitsin. Canı sıkılan görüntü alıyor, alınız efendim.

    Henüz bir sonuç alınmadı ama birikiyor her yerde görüntüler.

    Ve uzun uzun yazmayınız; tehdit mi edeceksiniz, savcılığa mı vereceksiniz... Her ne için kullanacaksanız (bkz:) vermeniz yeterlidir.

    Kolay gelsin ki...

    (Tebessüm)

     
  2. taslaklarım

    Uzun zamandır işlevini yerine getiremeyen sözlük menüsü.

    Bir Ankara yolu görünüyor sanırım bana memurlar.net'i basmak adına.

    Teknik ekip, lütfen benim yolum Ankara'ya düşmesin.

    Bozuşacağız sanırım ki...

    (tebessüm)

    ...

    #17r6

    Meraktan çatlamadım ki...

    (tebessüm)

    Başlıklara entry yazılıyor ancak güncellenmiyor. Bir sorun var sandım muhteşem üç noktamı bırakıyım nasıl olsa çözülürsünüz dedim.

    Neyse ki amacıma ulaştım.

    (tebessüm)

     
  3. askerlik şubesine giden suriyeliler

    Türkiye'de olası bir hal durumunda kendi ülkelerini terkettikleri gibi sığındıkları ülkeyi de en başta terkedecek grubun, zarar görmeden ülkeden nasıl kaçacaklarını öğrenme çabasında içinde olan/olacak suriyelilerdir.

    Kabul edilişleri de, ülkeye yerleşmeleri de...

    Ülkeye kabul etme çabaları da...

    Son derece samimiyetsiz bir tutum olarak değerlendirilmesi gereken "oyunlar" zinciri.

    İzlemedeyiz.

     
  4. nihat zeybekçi'nin 15 temmuz'da otoparka sığınması

    "Söz ve yazı, her zaman yalan söyleyebilir; görüntüler ise asla!" sözünün hayata geçirildiği sözde kahramanlık gösterisi.

     
  5. Zincirlenmiş zamanlar zincirlenmiş sözcükler

    Zorla yok edilmek istenen kültür mirasının bir yansıması olarak ele alınan denemeler bütünü.

    Umutsuzluğu adlandırmak, onu aşmaktır diyor Camus.

    Mehmet Uzun da geçmişten geleceğe umutsuzluklarını adlandırmak istiyor, aşabilmek, geride bırakabilmek adına. Her ne kadar 21. Yüzyıldan beklentileri giderek azalmış olsa da.

    Bence kitabı özetleyen, bu kitabın ne amaçla yazıldığını çok net ifade eden esas cümle ve üzerinde durmak istediğim nokta;

    "Bize karanlık bir gelecek vaat etmekten başka hiçbir şey yapmayan pişkin, tasallutçu, otoriter ideolojiye söylememiz gereken bir tek şey var : Yok etmek istediğiniz esasında geleceğimizdir."

    Kendisini; anadiliyle okumasına, konuşmasına bile müsaade edilmemiş, dilinden ve kimliğinden dolayı horlanmış ve duyguları rencide edilmiş bir birey olarak tanımlıyor.

    Bireyin eşitliğini ve özgürlüğünü görüntüde savunan; özünde savuran, tutsak eden bir anlayış biçimi.

    Ne kadar acı değil mi; sözde özgür bir ülke! Ve bu sözde özgürlük nedense her anlamda insanı tutsak ediyor. Özgürlük ve tutsaklık!

    Ve takvimler; yapraklar rahatlıkla yerini bir yenisine terk ediyor. Ama zaman ve zamana damgasını vurmuş değer yargıları, alışkanlıklar o kadar da kolay değişmiyor.

    Ve Mehmet Uzun ekliyor; Çok umutlu olmak için çok ciddi bir neden yok artık. Takvimdeki yılın yerini yeni bir yıla bırakması, yeni yıldan itibaren her şeyin daha iyi olacağı anlamına gelmiyor.

     
    (Bkz: mehmed uzun)