Türkiye'nin memur portalı

çok "şey" içeren bir belirsizlik halidir.

şey'im, şey'sin, şey...

sözlük gibi;

hepimiz çok şey'iz tamam, sustum.

hayret bi'şey...

Mungan'ın iç dünyası ile okurunu buluşturduğu romanı.

Şiirin ve romanın romanı mı desem bilemedim. En güzel cevabı da aslında Mungan veriyor. Nedir bu romanın şiire olan düşkünlüğü, şiirin romana olan hayranlığı denildiğinde:

"İkisi ve hatta daha fazlası diyelim. Şiirin öldüğü, romanın öldüğü, edebiyatın öldüğü, giderek yazılı kültürün bile tükenmekte olduğu her şeyin görselliğe indirdendiği bir çağda belki dilin en eski en kadim sanatı olan şiire, roman aracılığıyla bir saygı duruşu. Ölenlerin ve öldürmek istenenlerin, ölmemeye direnenlerin bir hesaplaşması diyebilirim."

Şiire roman aracılığı ile bir saygı duruşu; tam Mungan'a yakışır bir cevap ve hatta bu, romanın da duruşunu netleştiren bir ifade.

Henüz bitmedi romanım.

Aslında bitirmek de istemiyor gibiyim. Bazen kitaplardan ayrılmak, sona gelmek istemez ya insan, benimkisi de böyle bir şey.

Yerküre gezegeninde olmak, hepsinin şair olduğu kahramanların arasına karışmak ve bu uzun soluklu romanda biraz kalabilmek için zamanı uzatmak ister insan...

Uzasın zaman...

...

Mungan "Sıradanlık ürkütücüdür" diyor, "Büyük canavarlar orada saklanır". "Şairin Romanı"nda her şey var, ama sıradanlık canavarı hak getire...

Buram buram tarih ve sevgi kokan bir eser. Devamında kardeşlik, düşmanlık, pişmanlık, hasret, zulüm, hatalar ve aşk. Sunnilik/Alevilik, Şah&Sultan ve Taçlı. Konu başlıkları bu şekilde toplansa da esas verilmek istenen mesaj "sevgi" üzerine.

Savaş döneminin anlatılması ve Çaldıran Savaşı'nın sonucunu biliyor olmak, biraz heyecanı azaltsa da, o dönemde yaşanılanları yazarın anlatımıyla okumak, değerlendirmek bir bakıma güzel.

Sultan ile ayrım yapmadan sorun çıkarılmadığı sürece bir bütünlük sağlanabileceğini, Şah'ın kederi ile kederlenip, Şah&Sultan arasındaki şiirsel mektuplaşmaları, Hasan-Hüseyin arasındaki kardeş sevgisini, Taçlı ile sevgiye duyulan hasreti.. Kamber Can ile de her daim sevgiyi sorgularken buluyor okuyucu kendisini.

Sonuç olarak Şah İsmail de Yavuz Sultan Selim de; kararlı, amaçlı. Her ikisi de cihan hakimiyetini kurma yolunda.. Tarih ve edebiyatın.. sevgi ve aşkın harmanlandığı bir eser, tarihi-edebi eser sevenler için okunulası diyebilirim.

(Uzun zaman önce okuduğum için aklımda bir de kronolojik bir hata kalmış. Trabzon'un fethi ile Yavuz Sultan Selim'in doğumunda yaşanılan bir hata idi sanırım.)

Sevgili yazarlar,

Konu açarken; konu başlığının karakter sınırlamasını göz önünde bulundurarak, imla ve noktalama işaretlerine, yazım kurallarına uygun olarak açılmasına dikkat edilmesini rica ediyoruz.

Biliyorsunuz ki;

konu başlıklarında düzenleme yapamıyoruz. Herhalde kimse başlıklarının silinmesini istemez değil mi, benim de istemediğim gibi.

Bir de;

Sadece örnekleme şeklinde ilerleyebilecek anket türü başlıklar, tanım içermeyeceği için pek sıcak bakılmıyor.

Bilgi düşmek istedim.

Tanım: içeriğin her an değişebileceği ve sadece sözlük yazarlarını ilgilendiren notlar bütünüdür.

... ve lütfen "önizleme" butonunu "kaydet"meden önce kullanmayı unutmayalım ki hataları fark edebilelim.

İnsanlar günlük hayatın sıkıntılarından, stresinden uzaklaşmak amacıyla bu tür -Kadın programları/evlilik programları/yarışmalar- programlara yönelmekte, anlık rahatlama hissi yaşamakta ve günün stresini attığını düşünmekte. Ancak tablo hiç de öyle değil. Başta rahatlama amacıyla izlenilen bu tür programlar zamanla insanların sağlığını, psikolojilerini ve aile yapısını olumsuz yönde etkilemeye başlıyor. Bu tür eğilimler sonucunda; şiddetin ve ahlaki yozlaşmanın sıradan bir olgu olarak topluma empoze edilmeye çalışılması ve büyük bir kesiminin de bu olguya destek vermesi ile oluşan uyuşukluk/çöküntü hali.

Bir nevi uyuşturucu.

Toplumsal uyuşturucu.

Tv programlarını mercek altına almak,

Bu tür saçma yayınlardan uzak,

Beyni yıkanmayan/sulanmayan bir toplum,

... ve Temiz Ekranlar istiyoruz.