Türkiye'nin memur portalı

dizilerde gözümüze sokulan hırka türü. türü dedim ama o nasıl bir şey bilemiyorum. şimdi depresyona girince üzerinde hırka mı olmak zorunda. hep üşümek zorunda mısın? hırka üreticileriyle bir anlaşmanız falan mı var, açıkça söyleyin. hep arkamızdan kuyular kazılıyor, bizlerde hemen düşüyoruz. her gördüğümüzü yapmak zorundayız sanki; modayı takip etmek şart. depresyona girince hemen bir hırka almak gerek, şöyle salaş, kolları yerlerde, kalın mı kalın, giyince içerisinde kaybolacağın. biri bakınca o hırka mı, içi boş mu dolu mu diye bir düşünmeli. buraya kadar iyi de, biri de tekme falan atarsa işte orası kötü. belki de kötü değildir, tekme bizi depresyondan çıkabilir. (hahah)

an itibariyle telefonuma mesaj gönderen kuruluş.

öncelikle teşekkür etmiş ramazanda sevindirdiğim yürekler için. buraya bir parantez açayım hemencecik. (kızılay'a herhangi bir yardım falan etmedim. Sanırım beni gaza getirmeye çalışıyorlar, vicdanıma doğru bir çalışma var burada.)

sonrada bağış yaz 2868'e 10 tl bağışla diye de not düşmüş. asıl amacını görmüş oluyoruz. yani teşekkür etmeden de, direk bağış talep edebilirdiniz. bu kadar da kasmayın kendinizi, yardım etmek isteyen her insan teşekkür olmadan da yapacağını yapar.

bizim bilmediğimiz kelimelerin telaffuz edilmesi ne anlama geliyor acaba. kürdistan diye bir yer mi varmış, ben ne duydum ne ettim. Binali Bey, sanırım yaşlandı da ütopik terimler kullanmaya başladı.

dil sürçmesi olarak değerlendirmek istediğim sözler. nasıl bir sürçmeyse artık, oy almak uğruna vatanı mı bölmek isteyenler var, diye düşünmüyor değil insan. seçimler bir biteydi, istanbul'dan banane ya, banane. Hala ızdırabını bize çektirmeye çalışıyorlar. hatta benim yaşadığım ilde de Binali Yıldırım'ın resimleri var. Ne yapacağım istanbul'da yaşayan akrabaları arayıp, oy mu verin diyeceğim. bunu bekliyorlarsa kusura bakmasınlar, kimseyi aramam. ankara'da aramadım da, istanbul için mi arayış içerisine gireceğim. her bireyin kendi tercihidir, şehrini yöneteceği kişiyi seçmek ya da seçmemek.

izlemekten zevk aldığım tarifler. ve izlerken hemen mutfağa gidip, tarifi uygulamak istiyorsun ama video bitene kadarda o iştah ortadan kalkmış oluyor. bir de bunları yaparım diye, ekleme yapıyorum ve listemde bayağı şişti. birazını silsem mi ne yapsam. (gülücük) sadece pasta çörek salata tarifleri kalsın, bunları bir şekilde yaparım da, yemek konusu biraz şaibeli.

şahsımızla alakalı her türlü veriye ulaştığımız sistem. kurum kurum gezme, sıraya girme gibi işkence veren eylemlere son verdi. hangi evrağa ihtiyacın var, aç bak, indir ve gerekli yerlere sun. bu kadar güzel bir işlem ağı varken;

muhtarlara ne hacet var, anlamış değilim. bir de adamların çalışma şartları, maaşları, sigortası sürekli bir artış halinde. bu kısmı anlamış değilim, her işimi ben yaparken, muhtara neden ücret ödeniyor ve hala neden muhtarlık sistemi var. belki de cumhurbaşkanımızın korumasında oldukları için varlar.

bu kadar sitemin yanlış olmasını umut ediyorum hala. bir seçmen kağıtlarını veriyorlar onu da komşuya veriyorlar; bunları da ver diye. benim gidip seçmen kağıdı almama da gerek yok ki; e-devlet sisteminden alırım yani. bak yine muhtara hacet kalmadı.