Türkiye'nin memur portalı

konunun başlığından beklediğim fetö haberine karşılık; savcı beyin adalet ile bağdaşmayan durumunu görmeme sebep olan konu.

aha yine fetö'den dolayı öğretmenler gözaltına alınmış diyerekten giriş yaptım ama işin yüzü öyle değilmiş. millet olarak öyle bir algı oluşmuş ki, asker, polis, öğretmen ve gözaltı ibaresi yanyana gelince aklımıza direk fetö geliyor.

savcımıza gelince, kendisine verilen yetkiyi saçma sapan kişisel istekleri sebebiyle kullanması kadar çirkin bir davranış olamazdı ama olmuş. keşke duymasak görmesek diyorum, sadece diyorum.

düşme potasına bile girerek iyice güçlerinin son demlerinde olmaları durumu.

milyonluk oyuncuları gidiyor, kadro bakımından güçsüz bir anadolu takımına yeniliyor. büyük takımlardan birinin ligden düşüp düşmeyeceğini konuşur hale geldik. adları büyük ama konuşmalar küçük olmaya başladı.

görmediğim için bir fikrimin de olmadığı tweet.

git bak denebilir ama hiç bakasım yok. artık siyasi söylemlerden, insanların birbirlerini karalamalarından bıktım. okumasam birşeyler kaybeder miyim, çok da bir şey kaybedeceğimi sanmıyorum. karşıma çıkarsa ya da akşam haberlerde görürsem bakarım artık.

her yıl her yıl sandığa gitmekten bıkmış durumdayım.

seçim arabalarını yakasım var.

siyasetçileri survivor adasına gönderip, başbaşa bırakasım var.

o kadar yani.

ara ara yaptığım eylem.

masamın üzerinde bir adet simit ve çayla yaptığım kahvaltının kime zararı olur ki. arayan beni kahvaltı yapsam da yapmasam da burada bulacak. hatta simit bile ikram edebilirim. zaten bir simit bana fazla gelir, mutlaka artar.

dağa taşa haykırmak yerine burada, seni tanımayan, görmeyen kişilere karşı yapılan haykırış.

yapılır mı, yapılması gerekir mi?

kişiye göre değişir.

kimisi susar, içinde biriktirir, ölse de, bitse de ne kendine ne de başkalarına duyurur.

kimiside sessizliğe bağırır, haykırır, içindekilerini döker.

en güzeli de budur, içinde kalıp, seni yokedeceğini, bırak çıksınlar ortaya; kimse duymasa da sen karanlığa, rüzgara, suya anlatarak rahatla. çünkü insanlar anlamaz, duymaz bile sadece duyduk derler o kadar.