Türkiye'nin memur portalı

kaçma birader filminin müziği..

sivas'lı bir oyuncudan bu tarz bir reklam beklemezdim ama yanılttı. ilk film şarkılarını duyduğumda emrah kaman'ın yozgat'lı olduğunu sanmıştım, yanılmışım.

filme gelince güzeldi, küfürlü kısımları görmezsek. ben ne kadar küfürlü desem de, küçük çocuklarıyla bu filmi izlemeye gelen aileler vardı. demek ki o kadar da küfürlü değilmiş.

yozgat için onur verici bir davranış.

yalnız bu zamana kadar yozgat'ın adı öyle ya da böyle duyuldu. sadece duyuldu ve duyulmakla kaldı.

doğru düzgün bir yatırımın yapılmadığı bir şehrin adı duyulsa ne olacak ki.

kadın ve tatlının bir arada yer aldığı kelime.

ikisi de tatlı ama kavga anında söylenince pek de tatlı olmuyor. sonuçta hakaret amacıyla söylenen bir söz. tabi bu sözün anlamı çok geniş olduğu için, "sen bana nasıl şıllık dersin" diye, kavganın boyutu da artar.

gelelim tatlısına hiç yemedim, nasıl bir şeydir bilmem ama diğerini herkes gibi bilirim.

yaşlılık maaşlarının süresinin azaltılması.

şöyle bir bakınca da üç ay çok uzun bir zaman ve sen nasıl ayarlayacaksın o parayı. bitince ne yapacaksın, allah'tan bu maaşta da artışa gidildi de, bir nebze olsun rahatlama oldu. 65 yaş maaşı alan kişilerde büyük ihtimal yalnız yaşamıyordur. yoksa 500 lira ile ne yapabilirsin ki.

açlığın verdiği hırsla, gözümüze çarpan her yemekten tabaklarımızı doldurmak. birde sıraya gireceksin, o anda bile en öne geçmek için bir çaba içerisinde oluyoruz. sanki hemen önden yemekleri alınca, yiyecekmişiz gibi. ezan okunmadan olmayacak, nedense bu çabamız. halbuki masada o yemeklerle gözgöze gelmek çok da iyi bir şey değil.