Türkiye'nin memur portalı

kurtlar vadisinin tahtını sallayan dizi.

allah'ım kanal d'nin başka dizisi yok mudur, parası mı bitmiştir. Bu kadar biz izleyicilere eziyet etmeyin. çocuklar büyüdü, evlendi. hala komserim bekar geziyor. çok ayıp ya..

hele o doktor var ya, maşallah. branşını bir türlü öğrenemedik. bir yaralanma da, vurulma da hatta doğumda. kardeş sen ne ayaksın. bizi bu kadar da keklemeyin.

ince belli bir bardakta gelen çay kadar iddialı olmayan türdür.

normal çayın bir pişme, bekleme süresi vardır ve bu süre sonunda kendi tadını, lezzetini, rengini bırakır. oysa sallama çay öyle değildir. bir bardak sıcak su ve ipli bir paket. işte bu kadarcıktır. bu yüzden çiğdir, pişmemiştir. çiğ olan şeyleri de millet olarak pek sevmeyiz ama bir suşi de değildir. o zaman belki fikrimiz değişebilirdi.

aaa suşi mi dedim ben. o da neymiş. ben bilmem büyükler bilir.

akıllara ziyan meyve fiyatı.

şimdi erik için ne desem bilemedim. ekşi ve küçük bir meyvenin fiyatı nasıl bu hale geliyor. erik yazarken bile yüzü ekşiyen biri için şaşırtıcı ve ürkütücü bir rakam.

hele bir yaz gelsin de göreyim bu havasını. nasıl sönüyor fısss diye. o vakitlerde hamile kadınlar bile fiyatı düşük diye aşermiyor, ille de ilk çıktığı zaman oluyor. nedense artık, şüpheli bir durum. (gülücük)

aslında aşermek falan değil kadının o anlarda erkeğin her şeyi yapacağının verdiği şımarıklık, başka türlü açıklanamaz. hamile kadınlar şimdi bana kızabilir ama bu böyle. canı erik çekenlere tavsiyem; erik dalı gevrektir türküsünü dinlemeleri, hemen yeme isteği bitecektir.

erik'e 300 lira verilir mi ya, el insaf..

2 martın gelmesiyle sona erecek olan önemli gün.

önemi neyse pek anlayamadık ya neyse..

kısa bir not düşeyim şuracığa..

sevgili idal editörümüz, o yazdığımız smile işaretleri var ya, hepsini görmüş. gözünden kaçsa ne vardı sanki ama kaçmamış. şöyle parmağını sallayarak, siz üçünüz ayağınızı denk alın, fururum dedi. tabi ben minik editör olarak, tırstım.

ayağınızı/mızı denk alalım. (gülme smile)

hayatımızda o kadar çok önemli günler var ki, bu gün çerez gibi geliyordur bir çok insana. benim bile hatırladığım ve sahiplendiğim bir günde değil. sonuç olarak tatil verdiniz de biz mi almadık. (süleyman demirel ve ibrahim tatlıses'e ithaf edilir bu dediğim. hatta ingiliz kraliçesine kadar da yolu var.) evet parantezi kapattıktan sonra, ıspanaklı kek ve börek ikisini de çok severim. burada bir tırnak açayım, sadece yeme kısmını.

üstelik bize ikram şartken, herkes yine bizden bekliyor. yazarımız med-czr'in dediği gibi çay şart, hele masamda soğuması, beklemesi şart. bir muhasebecinin masasında yer almak öyle kolay değildir.

ay yine tanım yokkkk..

ne yapalım, nasıl bir tanım yapalım da, entry kurtaralım.

bir düşünelim.

düşündük ise yazalım..

tanım..: işte bildiğiniz sıradan günlerden biri. bu kadar özelleştirmeyelim. yoksa beklentiler büyüyor.

sanırım yine tanım olmadı.

değiştirelim;

kalem, a4 kağıdı, mavi/kırmızı dosyalar, farklı ebatlarda faturalar ile kutlama yapılan günlerden biri. 363 gün sonra buluşmak dileğiyle..

hoşça kalın..