Türkiye'nin memur portalı

son günlerde doların hızlı düşüşüne rağmen, doları bahane ederek zam yapılan ürünlerin fiyatlarının değişmemesi ve aynı seviyede kalması.

dolar 7 lirayı görürken, özellikle gıda ürünlerinde yüzde yüz, yüzde ikiyüz gibi zamlar yapıldı. bahane doların hızlı yükleşiydi. şimdi ise dolar hızla düşüyor ama nedense bahane edilerek ürünlerin hiçbirinde indirim yapılmadı. dolar 7 lirayken aldığımız 50 liralık salça, dolar 5 liraykende 50 lira. bunun açıklaması nasıl yapılacak, halk olarak çok meraklardayız.

meclis genel kurulundan geçerek yasalaşan uygulama.

gözümüz aydın, çevreyi koruma adı altında, poşetleri de ücretli hale getirdiler. artık çantamızda file falan taşıyacağız ya da öngörülen 25 kuruşu ödeyip, poşeti satın alacağız. işin komik yani, biz poşetleri satın alınca çevre kirliliği olmayacak. tertemiz bir ülke haline geleceğiz. inşaat alanı açmak için yaktığımız, kestiğimiz ağaçlar yerine gelecek. plastik pet şişeler doğada kendi kendini yoketmeye başlayacak.

hayır bu kadar saçma bir yasa çıkarılacağına, neden doğaya uyumlu poşetlerin üretilmesi teşvik edilmez. ille halkı soymaktan zevk mi alınıyor, gerçekten çok merak ediyorum.

işin diğer komik yanı da, ben o poşeti alacağım ve yine atacağım. attığım poşet şimdi ücretli olunca doğada kendi kendini mi yok etmeye başlayacak.

insanların aklına deli soruların gelmesine sebep olan uygulama. ileri ki günlerde iyice netlik kazanır. bakalım satılan poşetler doğada kendini yok ediyor mu, edemiyor mu?

tam olarak emin olmama hallerinde söylenen belirsizlik sözü.

Onkolog Dr. Yavuz Dizdar'in sözleri.

doktorların paraya aşırı bağlandığını ve hastadan ne kadar kazanacağını düşündüğü için, doktorlara fazla güvenilmemesi gerektiğini iddia etmiş. yalnız adam haklı, ilaçlar bile hastaların iyileşmemesi üzerine geliştiriliyorsa dünyada. demek ki sadece kazanılan rant önemli, insanların sağlığının bir önemi yok.

en basitinden türkiye'deki en iyi örnek canan karatay;

kadın bir beyanda bulunuyor, ses getiriyor. sonra bir kitap yazıyor, herkesin evinde o kitap. canan karatay'ın yanına gidenleri hiç söylemiyorum.

insanoğlu çaresiz ve sürekli çare bulma peşinde. bunun farkında olan, gözü para ile dolmuş insanlar bunu çok güzel kullanıyor.

kendini kaybeden, dengesiz hareketler sergileyen kişiler için kullanılan kelime.