Türkiye'nin memur portalı

şikayet etsek de bir şekilde kullanmak zorunda olduğumuz bölüm.

tabakları, kaşıkları, çatalları kırk kere silsek de, bardağın etrafında peçete ile kırk tur atsak da, aç kalmamak adına yemek zorundayız. artık yemeğin yağından önce hijyen konusuna takıntılıyım ben. ha istediğimi bulabiliyor muyum; tabi ki hayır. bir de şikayet ediyorum ama kimsenin duyduğu yok. ben onu yıkadım deyip çıkıyor, artık nasıl yıkandıysa.

ilk defa duyduğum poliklinik.

aslında türk insanının en büyük ihtiyaçlarından biri olarak da değerlendirsek yeridir. çünkü çok fazla bilinçsiz bir şekilde ilaç kullanıyoruz. hatta tavsiye usulü bile kullandığımız oluyor. bu hap bak diğerlerinden daha iyi dendiği zaman çoğu zaman hemen atlıyoruz o ilaca.

hatta hasta olduğumuz zaman antibiyotik almadan iyileşmeyeceğimizi sanıyoruz. aslında bu da yanlış sağlık politikalarından kaynaklanan bir sorun. doktora ne zaman gitsek, bir sürü ilaç ile döndük. e bunun sonucunda da hepimiz bir şekilde bağımlı hale geldik.

mecbur kalmadıkça ilaç kullanmayı ret eden biri olarak ; geç kalınmış ama doğru bir uygulama diyorum.

her sabah yaşadığım ikilem.

biz kadınların istemediği kadar kıyafeti vardır ama ne giysem diye kırk kere düşünürüz. bu düşünce sonunda da bir yaz boyunca ya da kış boyunca giydiğimiz kıyafet sayısı bellidir. bazen dolabı açıp, ben bunu neden hiç giymedim ya da unutmuşum dediklerim çoktur. en rahat erkekler bu konuda. bir tişört bir kot ile işi bitiriyorlar.

ilaç kullanmayı sevmeyen kişinin serzenişi.

kendimden biliyorum iki gün boyunca baş ağrısı çekip, çevremdeki kişilerin ne dediğini anlamadan, bir de yazılı sınava giren biri olarak; inat edip o ağrı kesiciyi almadım. O da sonunda pes etti ve ağrıyı kesti. İnatçı biri olduğum burada da ortaya çıktı.

Yalnız kesinlikle hastayken sızlanmam, geçer odama uyurum. Kimseye başım ağrıyor sesinizi kesin demem.

iş yapandan ziyade patrona yalakalık yapanların kazandığı dünyanın içler acısı hali.

maalesef patronun yanında ne kadar el pençe olur. ağam sen haklısın, ne dersen doğrudur, ne istiyorsanız hemen onu yapalım diye peşinde koştuğun sürece en iyi en klas çalışan sensindir. patron seni eleştirirken işinle eleştirmez, beni gördüğünde yanıma gelmiyorsun, selam vermiyorsun der. bu insanlar hep çevrelerinde pohpohlanmak istiyorlar ve insanlarda maaşının daha iyi yerlerde olması, ailesinin geçimini en iyi şekilde yapabilmek için, onların istediklerini veriyor.

Arkasını döndüğü zaman ise en büyük eleştiriyi de bu kişiler yapıyor. yüzüne söyleyemeyince arkadan daha güzel atılıyor.