Türkiye'nin memur portalı

İnsanların yardım isteklerine kent vurmak.

İyi de bu şekilde bir de devlet adına yapılıyorsa bazı şeyler, insanların gözünde nasıl durduklarını fark etseler keşke. Eğer farkında olsalar bu şekilde davranış içerisinde olmazlar diye düşünüyorum. Bu salgından geçtikten sonra insanlar bunları unutmayacak. Sanırım iktidara tekrardan gelmek falan istemiyorlar.

spoiler

16.04.2020 tarihinde covid-19 salgını sebebiyle özel sektörde çalışanlar için işverenlere getirilen tbmm meclisinde kabul edilen yasak.

bu yasağın güzel yanlarını anlatmak isterdim ama yok. yok oğlu yok desem yeridir. işçi çıkarılmasın derken ücretsiz izne çıkarabilirsin deniyor. peki burada işçi mi işveren mi kayrılıyor? bu sorunun net cevabı var aslında şöyle yasaya baktığımız zaman;

ücretsiz izne çıkarılan kişilere devlet 1.171,20 kuruş verecek. burada küsurat önemli, es geçmiyorum bu nedenle. ve bu kişinin başka hiçbir desteği yok.

şuanda fakir ailelere verilen desteğin tutarı ise 1 bin lira. emekçinin emeğinin karşılığı da binyüzyetmişbirlirayirmikuruş. bunun matematiği nedir, nasıl bu rakam bulunmuştur bilinmez.

bu yasak getirilmeseydi, işçi işverenden haklarını alabilecekti. bu durumda alamıyor, işveren 3 ay seni çıkaramam yasak diyecek. sen çıkmak istersen buyur diyecek. işte o zaman işçinin eline kocaman bir sıfır geçecek. iki ucu pis değnek demek istiyorum.

3 ay işçi çıkarma yasağı mecliste kabul edildikten sonra, işten çıkarılmayıp ücretsiz izne çıkarılacak olan kişilere işsizlik fonundan günlük 39,24 lira verilerek gerçekleşen destek. bir kişi bir aylık ücretsiz izne çıkarıldığı zaman alacağı tutarda 1.177,20 lira oluyor. insanlar çalışırken bu tutardan daha fazla bir rakama çalışıyordu. asgari ücretin bile bu rakamdan yüksek olduğunu düşününce.

ilk bakıldığı zaman işçileri koruyan bir yasak gibi gözükse de, maalesef rengi yine bildiğimiz gibi değil. işçi normal şartlarda işten çıkarılsaydı ihbar ve kıdem tazminatını işveren vermek zorundaydı. bu da işçinin en azından iş bulana kadar hayatını idame etmesini rahatlıkla sağlayacaktı. işçi çıkarma yasağını koyarken daha mantıklı gelinmesi gerekiyordu. bu yasağı hiç bir işçi hoş görmemiştir. en az üç kişilik bir aile bu tutarla nasıl geçinecek. bu sadece yemesine gitse, kira, doğalgaz, elektrik vb. giderler sıralanacaktır. ne kadar elektrik, su gibi şeyler üç ay ertelenmiş olsa bile onlar biriktikçe insanlar için dağ olacaktır.

yasak konurken işçilerin ücretsiz izne çıkarılmasının da önüne geçilmeli ya da işçi isterse çıkabilmeli denmeliydi. ya da kısa çalışma ödeneğinden corona virüs yüzünden zarar gören her firma şartsız bir şekilde kabul edilmeliydi. hiç değilse işçi en az 1500 lira alırken işveren de 10 günlük ücretini vermek zorundaydı. Hiç değilse 2 bin küsüre yakın ücret almış olurdu.

ha bir de bu destek yine işsinin işsizlik ödeneğinden verilecektir ve bu üç aylık süreç geçtiği zaman bu işçi adına prim yatırılmadığı için son dört aylık 120 gün şartını yerine getirememiş olacak ve işsizlik maaşı da alamayacaktır.

maalesef kısa çalışmadan yararlandırılan işçiler de işlerine son verildiği zaman son dört aylık primleri 10+10+10+30 = 60 gün olacak. Onlar da işsizlik maaşından yararlanamayacak işten çıkarılırlarsa.

doğa harikası bir yerin insanlar tarafından yok oluşunu seyretmemize sebep olan karar.

bir şey olmaz diyorlardır yapanlar ama bir yere insan eli değerse, orası kirlenir ve eski güzelliğinden eser kalmaz. millet bahçesi yapıldıktan bir yıl sonra tekrar bakalım geriye ne bırakmışız görürüz. Valla aklıma iyi şeyler gelmiyor. umarım yanılırım da, orası hep ilk günkü gibi hatırlanır.

insanların merak dürtüsü sonucu ortaya çıkan bulunmazlık.

ha sahibi bu kadar güzel reklam yapamazdı ama bir vatandaşımız ve en önemlisi "sokağa çıkma yasağı" sayesinde popüler oldu. ha benimde sevdiğim bir kek. adamcağız bir kek alıp çıkmak istemiş, belki kalabalığı görünce gaza gelip, dükkana da girmiş olabilir. her ihtimal düşünülebilir ama luppo firması bu süreçten kazançlı çıktı diyebiliriz. ha sadece bu ürün değil; mesela makarna unutulmazlar arasında kendisine yer bulacak bu sıkıntılı süreci atlatırsak.

markete giriyorsun ve makarna rafları boş. rabbim ülkemize kıtlık vermesin, hepimiz birbirimizi yer ve aç kalan kertenkeleler gibi yamyam oluruz.