Türkiye'nin memur portalı

spoiler

müge anlı'nın sunduğu "güven bana" yarışmasında yaşanan trajikomik çıkmaz.

gencecik iki insan yarışıyor ve o kadar basit sorular geliyor ki. ve bu iki arkadaş cevap vermekte zorlanıyor ve kara kara düşünüyorlar. bu kadar basit soruları bilmiyorsun ve bir de ekran karşısına çıkıyorsun. kız sadece görüntüden ibaretti, konuşmasa daha iyiydi. ha geri dön erkek yarışmacı da çok da başarılı biri değildi.

soruyu şöyle bir hatırlayalım;

"yeni doğmuş sütle beslenen sığır yavrusuna ne ad verilir"

şıklar ise:

kuzu - buzağı - sıpa - oğlak

yarışmayı izlemiş biri olarak, önce sıpa da bir takıldılar. acaba sıpa mı diye birbirlerine şöyle bir baktılar. son anda oğlak tarafına kaydılar ve oğlak dediler. işte dananın kuyruğu burada koptu. hem yarışmadan elendiler, hem de müge anlı'yı sinir ettiler. tabi bende sinir oldum, ağzıma geleni söyledim desem yeridir. tabi bu soruya kadar bir de "akdeniz bitki örtüsü" sorusu vardı. hor görüp maki diyemediler. ilkokul sorusu bu dedi, yanlış cevap verdikleri zaman müge anlı.

gençliğin resmen içler acısı durumunu resmen gördüm. artık insanlar ne hale gelmişler, beyinler uyuşmuş bir haldeler. her gelen soruya öcü gibi bakıyorlardı, sanki hiç duymamışlar, okula falan gitmemişler. ha geri dön okula gitmek de gerekmiyor bu soruları cevaplamak için.

piknik haricinde, balkonda da iş gören çay demleme aracı.

her zaman pikniğe gidemeyince, bir de balkon müsait olunca, kozalakların yardımıyla çok güzel bir çay demlenir. ondan sonra yanına da bir kek ya da kahvaltı türü bir şeyler hazırlayıp, balkon sefası yapılır zevkle. çayı da normal tüpte yapılan çaydan daha lezzetli oluyor ve kesinlikle çay da acımıyor. demlik bitene kadar içmeye devam.

son günlerde sözlükteki entry'leri ile karşımıza çıkan sözlük yazarımız.

bir bakayım kim yazmış ne yazmış diye, bir anda karşımda metin alkan editörümüz. hadi burada karşımıza çıkıyor ama iletiler de ki bilgi yarışmasında da o kadar hızlı ki, biz cevap vermek için tam tıklamaya yeltenirken, o cevabını vermiş oluyor. o yüzden birincilik kendisinde, kimsede tahtından indiremez.

gözlerin sevdiklerini aradıkları, her kapı açılışında bir tanıdık yüz, ses duymak isteyen kişilerin yaşadığı yalnızlar evi.

Senin durumunda onlarca insan olsa,

yaşıtların olsa bile.

onca yıl çalışıp, çabaladığın, yeri geldiğinde saçını süpürge ettiğin, çocuğum rahat uyusun diye etrafına yastıklar dizdiğin, gözüne uykunun haram olduğu günlerin üzerine; asit gibi gelen bir yaşamın başlangıcı olan yerler. sen sev, çabala, ağla ama sevdiklerin seni güldürmesin.

şuanki içler acısı durumumuz aslında.. eskiden anne baba baştacıydı; vefa göstermek, onları el üstünde tutmaktı bütün isteğimiz. onların cefalarına vefa ile merhem sürmekti amacımız ama şimdi öyle değil. biran önce kurtulmak planları yapılıyor.

göbeğin değişik ve kulağa hoş gelmesi beklenen benzetmesi.

arkadaş onun adı göbek göbek, nerden çıktı şimdi türk kası falan. millet olarak nasılda kendimizle barışık insanlarız ki; bir türlü o göbektir göbek diyemiyoruz. kocaman bir yağ koçanı duruyor orada ve sen ona kas diyorsun. çok komik bir milletiz.

yalnız şimdi merak ettim; avrupa da ne deniyor acaba. onlarda rus kası, amerikan kası falan diyorlar mı ki. (ahahah)