Türkiye'nin memur portalı

yunanistan genelkurmay eski başkanı Evaggelos Apostolakis'in sözleri. Türklerin hukuka karşı davranışları olduğunu ve artık kontrol altında tutulması gerektiğini söylemiş. sanırım bizim akdeniz'de petrol arama çalışmalarımızda sonuca varmamız ödünüzü patlatıyor, artık avrupa ülkeleri dur desin diye çırpınmaya başladınız.

üzgünüm ama orada arama çalışmaları devam edecek. boşa kürek çekmeyin isterseniz.

Nobel edebiyat ödülüne layık görülen avusturya'lı yazar.

yalnız sadece bir yazar olarak değerlendirmek basit kaçar. bu kişi bosnalı müslümanları öldüren eski Sırp lider Slobodan Milosevic'in en büyük destekçilerinden biri. kosova savaşı döneminde sırpları destekleyen beyanlarda bulunmuş ve "sırpları destekliyoruz, ayağa kalkın " diye çağrılarda bulunmuştur.

hatta sırplar soykırım yapmadı, saraybosna'daki boşnakların "kendi kendilerini öldürdüklerini ve suçu Sırplara attıklarını" dile getirmiş biri.

Alexandra Cavelius'un "leyla" adlı kitabını okumuş ve bosnalı kadınlara yapılanları okudukça, sözün bittiği yere geliyorsun. okumayanlar varsa bu kitabı okusun, sırpların ne kadar iğrenç varlıklar olduğunu göreceksiniz.

İtalyan heykel sanatçısı Maurizio Cattelan'ın duvara bir adet muz bantlayarak üç adet yaptığı çalışma. bu çalışmanın ikisi 120 bin dolara satılmış, diğeri de 150 bin dolara satılacakmış.

Ve duvardaki muzu bir başka performans sanatçısı yemiş. bunun üzerine koruma altına alınmış bu çalışma. hatta sattıkları kişilere de muzun çürüdüğü takdirde değiştirileceğini söylemişler. Yalnız çok komik bana göre. (tebessüm)

mevki makamın herkese yakışmadığını gösteren haber.

Bazı insanlar kaldıramaz mevkisinin ağırlığını ve büyük ağırlık yüzünden saçma sapan hareketler yaparak, dünyayı ben yarattım edasıyla ortalıkta gezerler. ezilen kişide ekmek param diye susar, zulümlerine katlanmak zorunda kalır.

Bu ülkede mazlumun, güçsüzün, fakirin sesini duyanlar çok azdır ve bu insanlarda susmak zorunda bırakılırlar.

Akşam haberlerde izledim;

üç tane kadın güvenlik görevlisini şefleri dövüyordu. kadınlar bu seferde iş hayatında şiddete maruz kalıyor ve kadınlar adamdan şikayetçi olmamışlar. sebep ise orası bizim ekmek kapımız. zaten kadınlar tehdit edilmiştir, şikayetçi olursanız işinizden olursunuz diye. dünya bu kadar kirli iken kadın cinayetleri hiçbir zaman bitmez.

el yazısının teknoloji karşında savunmasız kalması.

eskisi gibi kalem ile işlem yapmıyoruz, kısa notlar almak yerine. o bile bizi rahatsız ediyor. hem okunaksız, hem sevimsiz geliyor. benim gibi fazla yazı yazmayı sevmeyen kişiler için tamamen işkence. kalemi bastırarak yazdığım zaman bileğim ağrımaya başlıyor ve ben el yazımı düzeltmek zorundayım. gireceğim sınav klasik yazılı, mecburen yazı düzelecek. aslında yazım çok kötü değil ama küçük olmasın diye arkadaş tavsiyede bulundu. o yazı nasıl büyüyecek bilmiyorum.

üstelik klavye de yazdığım kadar hızlı değilim el yazısında. hatta burada yazarken cümlelerim daha derli toplu ama yazarken aklımdan uçuyor yazacaklarım.