Türkiye'nin memur portalı

Show Tv'de yayınlanan program.

Programın amacı sırf insanların birbirini ezmesi, ben ezik miyim diye sormasına sebep olacak program. Gelin hanım eşine elmas beş taş ve tek taş aldırmış. Diğer gelinler evlerine gittikleri zaman eşleriyle bir tur hatta bir kaç tur kavga etme ihtimalleri yüksek.

Bu programın adı yeni gelin evi falan değil, ben nasıl seni ezerim falan olmalıydı.

Nedense bana çok uzak olan link paylaşım butonu. Arada sırada kullansam bile, kullanmasam daha mı iyiydi diye düşünüyorum. Bir bkz kadar işlevli değil. Kolay kolay kimse orada verdiğimiz linke tıklayıp haberi araştırmadığı kanısı mevcut. Belki de bundandır ama kaynak vermeyi sevenler için ideal olan buton.

Yazılarını zevkle okuduğum sözlük yazarı. Arada kaybolup kendisini özletiyor. Bu sefer kaybolmayacağını ve sürekli yazacağını ümit ediyorum.

Sevgili öykü , entry'lerini okudukça canım sıkkın olsa bile bir tebessüm bırakıyorsun. Yemeklerden sonra bir doz öykü iyi gider demek istiyorum.( Gülücük)

Ayrıca baş düşmanımızın aynı kişi olması da ortak özelliğimiz oldu. Birlik olarak yenebiliriz belki, sanırsam, yapılabilir.(düşünceli emoji)

Ülkemizde pek de geçerli olmayan hak.

Sürekli haberlerde hayvanlara yapılan işkenceleri izliyoruz ve işkenceyi yapan kişiler ellerini kollarını sallayarak evlerine gidiyorlar. Sanki karısını döven adamlar gibiler (karısını döven erkeklerde bu şekilde çıkıyorlar ) çok insancıl bir toplumuz, görüldüğü gibi.(!)

Bugün kar dolu balkonu temizledim ve minik kuşlar ayak izlerini bırakmışlardı ama yemekleri karın altında kalmıştı maalesef. Ekmek kırıntılarını balkona döküyoruz ki, aç kalmasınlar diye. Hatta yağmurda ağaçta tüneyen kuşlara geçenlerde kızmıştım. Neden balkonda durmuyorsunuz da, orada ıslanıyorsunuz diye. Savunmasız varlıklar ve bir yardıma muhtaçlar. Ufacık şeyler ile onları koruyabiliriz.

Hayvanları sevmeyen insanları da sevemez gibi geliyor nedense. Panter emel'liğim tuttu galiba. (Gülücük)

Hikaye budur ki;

Arabistan'dan gezmeye Araplar gelmiş, hemde Ağustos ayında ve havalar sıcak. Adamlar bir kaç gün durmuşlar ve giderken de, biz buraya yaz ayında gelelim, demişler.

Ben hikayenin yalancısıyım.

Kışların sert, yazların ise kurak geçtiği şehir.