Türkiye'nin memur portalı

merkez bankasına teslim edilip, yenisinin alınması gerektiğini düşündüğüm hatalı basım. her yerde merkez bankası olmadığına göre ziraat bankası bu işi yapar, değiştirir. tabi adamı kalpazan gibi değerlendirip polis çağırmazlarsa. artık o kadar yakın basılıyor ki sahte para, bu riske girmekte mantıklı olur mu, bilemedim şimdi. dediği gibi duvara assın, birbirlerine bakıp dursunlar. bazı dükkanlarda masanın üzerine cam parçası koyup altına para koyuyorlar.

ilk antikacılık işi bu şekilde başlamış olabilir. hatta bazı esnaflar ilk kazandığı parayı çerçeveletip, duvarına asarmış. çok eski esnaflarda da bu paralar duvarlarda asılı duruyor. o tarz dükkanlar bulununca sonuna kadar her yeri incelenmeli. eminim ne değerler vardır, ne hatıralar mevcuttur. sayıları çok azalmıştır ama elbet bir kaç tane çıkar.

grip ile karışacağı için, tespitte zorlanmanın sonucu gerçekleşecek olan artış tahmini.

hapşırmaya başladık şimdiden ve kendimden, çevremden korkmaya başladım. paranoyak olduk resmen. acaba'mız hep var, korka korka eve gidiyoruz.

benim gibi bağışıklık sistemi düşük ve kronik rahatsızlığı olan kişiler bir kat daha korkuyor. aşı bulunsa da rahat bir soluk alsaydık. özgürce nefes alıp vermeyi unuttuk, desem yeridir.

sağlık bakanı fahrettin koca'nın vaka sayılarının gerçeği yansıtmaması sonucu söylediği söz.

gerçeği yansıtsa farklı olur muyduk, evden dışarı çıkmaz mıydık, eve misafir almaz mıydık? vs. o kadar soru geliyor ki aklıma. ondan sonra şöyle çevreme bakıyorum. hala insanlar virüs yokmuş gibi, davranıyor.

tatile gidildi, sosyal mesafesiz düğünler yapıldı, gelin-damat pozitif olduğu halde düğünlerini iptal etmedi, pozitif ev sahipleri iptal etmedi, pozitif kişiler lokantaya, cafeye gitti. bunların hepsini bir kişi yaptı, başkalarına bulaştıracağını bile bile.

vaka sayısı 30000 dense, amannn ne de olsa herkes hasta, deyip. hiç kimse belki de maske takmayacaktı. nasıl olsa hastayız, ne diye birbirimizden kaçalım. bu da ayrı kaosa sebep olacaktı.

kim bilir?

türk tabipler birliğinin isteği.

şimdi bu koltukta fahrettin koca'da olsa başka bir isimde olsa, açıklamalar farklı olmayacaktı. bilim kuruluda sessiz bu konuda. demek oluyor ki; oturup bu şekilde bir işleyişi kabul etmişler.

halktan saklanması iyi mi oldu kötü mü oldu, o konuda kararsızım. çünkü insanlar hala bana bulaşmaz diye hareket ediyor, maskeler ağzı ve burnu kapatmıyor. duyarlılıkla çözülecekti ama biz vatandaş olarak bu konuda sınıfta kaldık.

araç sahiplerinin evde buldukları battaniye, yorgan gibi eşyaları dışarıya, yani arabalarının üzerine atmasına sebep olan yağış.

atamayanların da araçlarının kaportalarında çukurlar oluşmuş maalesef. tamirciler yaşadı.