Türkiye'nin memur portalı

Sosyoloji de Fransız ekolünün temsilcisidir. Sosyolojiye giriş kitabı olarak kongar' ın Remzi Kitabevinden çıkan (belki yeni baskılar başka bir yayınevi tarafından yapılıyordur, bilmiyorum) "Toplumsal değişme" adlı kitabı okunabilir. Sosyolojiye ilgisi olan herkes için okunup anlaşılması kolay bir kitaptır. Yalnız akademik eğitiminizin ilerleyen yıllarında özellikle YL-PHD seviyesinde hele ki fransız ekolüne mesafeli durmaya da başladıysanız Kongar' ı dinlemekten keyif almayabilirsiniz.

Fransız ekolü -ne yazık ki, sosyolojide öncü/kurucu bir ekoldür- ne yaparsa yapsın pozitivizmi aşmayı başarabilmiş bir ekol değildir, istisnalar dışında - ki onlar da sosyolog değildir.

Yalnızca Türkiye' de değil dünya genelinde üzerinde doktora tezleri hazırlanması gereken binalardır. Çünkü Bu konuda bir şeyleri değiştirecek olan: programlara çıkıp birilerinin bir şeyler anlatması değil; bu konularda oluşacak ciddi bilimsel birikimin projelendirilmesi olacaktır. Ben sıradan vatandaş olarak oturduğum evin kolon dayanıklılığını ölçmek zorunda değilim. Ama güvenmek zorundayım.

20' li yaşlarımda hep duyduğum şey: özellikle kadınlar için 30 yaşın bir dönüm yaş olduğu idi. Halen de 30 yaştan sanki bir kadının ömrünün sonu imiş gibi söz edilir. yaşı 19-20 olan kadın ya da erkekler için aslında gerçekten 30 yaş ve üstü rakamlar korkunçtur. 20 yaşında iken 32 yaşında bir erkek bana yol sorsa "ne iğrenç bu yaşlı adamın amacı ne acaba?" diye sorgular "sapık!" derdim. Fakat zaman kimse için durduğu yerde durmuyor.

30 yaşımı doldurduğum doğum günümün ertesinde aynaya sırf bu 30 yaş muhabbeti nedeniyle uzun uzun baktım. Dahası telefonum ile bir kaç fotoğraf çektim, inceledim. "30 oldum ne değişti?" Hiçbir şey. ne psikolojik ne de fiziksel olarak 30 yaşına girdiğimde hiçbir şey değişmedi. Sonra 35 dediler. 35' i bekledim yine değişmedi. 40' ları saymaya başlayan -40' lara karışmış- biri olarak diyebilirim ki: Aksine hayatımdaki en güzel günlerimi 35' ten sonra yaşamaya başladım. abla derken teyze diyorlar falan gibi bir derdim de olmadı. Çünkü 9 yaşında gerçekten teyze oldum ve yeğenimin 3 yaşında teyze dediğini düşünürsek ve 4 defa da teyze olduğumu eklersek 12 yaşından beri etrafımda birileri bana teyze diyor. Dolasıyla şu sözlükte 30 ile 40 yaş arası herkes bana teyze diyebilir.

Kısaca 30' lu yaşlar, başkalarının sizi nasıl gördüğünün değil sizin kendinizi nasıl gördüğünüzün daha önemli olmaya başladığı yaşlardır. Yaşınızın değil kendinizin kıymetini bilin.

açıp açıp kuzey buz denizi' ni seyretmemi sağlayan uygulamadır. Bütün dünyayı dönüp dolaşıyorum, güncel olsun olmasın her yeri görüyorum ama hep kuzey' de karar kılıyorum. Kışın üşüyen ben, neden Kuzey' de ısrar ediyorum? Tropikal iklimin neresi kötü?

Sırf bu başlık için açıp Haramiler' den dinlemeye başladığım "Drama Köprüsü" dür.

"Mezar taşlarını Hasan, Koyun mu sandın be Hasan koyun mu sandın?

Adam öldürmeyi de Hasan, oyun mu sandın?

Drama mahpusunu Hasan evin mi sandın, be Hasan!

At martini de bre hasan! dağlar inlesin!

Drama Mahpusunda Hasan,

dostlar dinlesin!"