Türkiye'nin memur portalı

osmanlı devleti' nin kuruluş ve yükseliş döneminde, sahip olduğu deniz gücü sayesinde özellikle akdeniz egemenliği konusunda en çok zorlayan italya cumhuriyeti' dir. vendik yalnızca osmanlı devleti için değil başta İtalya olmak üzere Avrupa' nın bütünü için zorlu bir devlet olmuştur. çünkü haçlı seferleri' ne de öncülük eden venedik, kudüs' e giden yol üzerindeki hâkimiyeti ile ve yine İtalya' daki siyasi dengeleri girip çıktığı ittifaklar sayesinde lehe ya da alyhe değiştirebilecek gücüyle yüzyıllarca başat güç olarak kalabilmeyi başarmıştır. Osmanlı' dan kapitülasyonlar elde etmeyi başarmış olsa da,osmanlı' ya vergi vermek zorunda kalsa da venedik, girit adası' nı kaybettikten sonra akdeniz egemenliğini nihayet fransa' ya terketmek zounda kalmıştır.

Kozmopolit yapısı ile Rönesans' ın parlayan yıldızı olup, gettoları ile de william shakespeare' in "venedik taciri" ne konu olan venedik, liman kenti olması dolayısıyla avrupa' ya veba salgınının yayılmasına da neden olmuştur.

yükseklisans tez çalışmalarım sırasında tarihsel olarakta yakından inceleme fırsatı bulduğum italya coğrafyası' nda venedik, özgün siyasal sistemi ile de diğer italyan cumhuriyetleri arasında dikkat çekicidir. Fakat venedik' in romantik bir şehir olduğunu, gondol üzerinde çıkılacak mehtap gezileri ile insana aşkların en güzelini yaşatacağını düşünmüyorum. Çünkü ben gerçek bir floransa aşığıyım.

titus tüneli, roma imparatorluğu' nun -hakim olduğu coğrafyaların genelinde yaptığı gibi- bir zamanlar egemenliği altında bulunan hatay/antakya' da yapmış olduğu su kanallarından biridir. yani titus kanalı ya da tüneli esas olarak bir su tahliye kanalıdır. Adını imparator titus' tan alan tünel, dağın yamaçlarından gelen suyu tahliye etmek için tasarlanmıştır. aynı zamanda şehrin yaz aylarındaki su ihtiyacı da yine titus tüneline bağlanan su kanalları ile sağlanmıştır. titus tüneli, Anadolu' nun roma dönemine ait kültür miraslarından biridir. Herşey normale döndüğünde muhakkak ki turistik canlılığı da geri gelir.

kendi adıma beni sözlüğe yazar olarak kabul edenlere teşekkür etmek istediğim başlıktır. hiç aklımda yokken, aslında forumda dahi bir süre kalıp daha sonra ayrılmayı düşünürken kendimi "yazar" olarak buldum.

fakülteden mezun olupta sınavlara hazırlanan her gen insan gibi ben de memurlar.net/forum ile yıllar (asırlar) önce tanıştım. uzun süre yalnızca okuyucu olarak kaldım. foruma aktif olarak katılmam ise 2008 yılında oldu. o kadar aktif bir üye idim ki; forumda girip çıkmadığım, girip bir cümle kurmadığım sayfa yoktu. bu nedenle gece gündüz 2 editör eşliğinde sayfa sayfa dolaşıyordum. Teşbihte hata olmayacaksa; roma' da krallık kurulmadan önce ben Latium' da yaşayan asi bir yerli idim, bu topraklar benimdi. gerçek olan ise; memurlar.net/forum benim için her zaman önce iyi bir ev sahibi ardından ikinci bir ev oldu. geçmişte forumda bulduğum samimiyeti ve forum sayfalarındakine benzer dinamikleri sözlükte de gördüm. gerçekten keyifli.

sözlüğe emek veren herkesin emeğine sağlık. Sözlüğün yolu açık olsun.

tıpkı bir noktanın analitik düzlemde bulunduğu yer gibi, coğrafi konum da bir noktanın ya da bir bölgenin dünya üzerinde bulunduğu yerdir. coğrafi konumu sabit-matematiksel değerler ile mutlak olarak tanımlayabileceğimiz gibi; spesifik olarakta tanımlayabiliriz. coğrafi konumu, matematiksel olarak tanımlamamıza yardımcı olan enlem (paralel) ve boylam (meridyen) adını verdiğimiz ve dünyanın eksenini enine ya da boyuna böldüğünü kabul ettiğimiz çizgilerdir. buna göre örneğin: Türkiye 26-45 doğu meridyenleri ile 36-42 kuzey boylamları arasında yeralan bir ülkedir. Türkiye' yi spesifik olarak tanımlamamız gerekseydi, örneğin Oral Sander' e göre diyebilirdik ki: Türkiye beş deniz yaylasıdır.

hayatın olağan akışı içerisinde insanın başına gelen herşey sözlükte konu edilebileceği için her an açılması muhtemel konulardır. yalnızca bu cümleden olmak üzere bile bir sürü başlık türetilebilir. zira Nazım' ın dediği gibi:

en güzel deniz:

henüz gidilmemiş olandır.

en güzel çocuk:

henüz büyümedi.

en güzel günlerimiz:

henüz yaşamadıklarımız.

ve sana söylemek istediğim en güzel söz:

henüz söylememiş olduğum sözdür.

Nazım Hikmet Ran / en güzel

Sözlükteki en güzel başlık: henüz açılmamış olandır;

ve yazacağımız en güzel cümleler: henüz yazmadıklarımızdır.