Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Asset&Asset

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

324 entry hiç konu açmadı hiç puanı yok
15.03.2023 16:14 son işlem tarihi takip etme takip et

Merhaba

zülfü livaneli' nin 1975 yılında çıkardığı "eşkiya dünyaya hükümdar olmaz" adlı albümünde yer alan ve yaşar kemal' in "merhaba" adlı şiirinden zülfü livaneli tarafından bestelenen şarkı. livaneli klasiklerinden. her sabah bir livaneli şarkısı dinlemek gerekseydi bu kesinlikle "merhaba" olurdu.

dünyanın ucunda bir gül açılmış

efil efil esen yele merhaba

karanlığın sonu bir ulu şafak

sarp kayadan geçen yola merhaba

(Bkz: Merhaba)(Bkz: Merhaba)
15.03.2023 15:11
  1. olsun

    "Olsun varsın, pişman değilim!" diyen Candan Erçetin' in sesindeki "olsun" dur.

    "Olsun varsın, pişman değilim! Ağlamam artık gidenlere"

     
  2. editörlerin yazarlık yapması yasaklansın.

    her editörün yazması taraftarıyım. Yiğitleri meydanda görmek, kelimelerini-cümlelerini okumak isteriz. Özellikle Yazmaktan çok okumaya vakit ayırabileceğimiz böylesi kısıtlı zamanlar geldiğinde.

     
  3. Siyaset

    Bütün siyaset bilimcileri ve hukukçuları; bu disiplinlere akademik anlamda ömür adayanları ya da bu disiplinleri yaptıkları iş ile var etmeye çalışanları selamladığım başlıktır.

     
  4. asansör korkusu

    Bir kere asansörle birlikte 3' üncü kattan aşağı düştükten; bir kere de 5' inci katta asansörde kaldıktan sonra geri dönüşü olmayan korkudur.

    3 katlı bir yerde asansör olur mu diye düşünülüyor ise kurumsal şirket binalarında evet oluyor. Böyle bir binanın 3' üncü katından asansöre 3 arkadaş bindik düğmeye basar basmaz kendimizi zeminde bulduk. Arkadaşlardan bir soğukkanlılığını kaybedip çığlık atmaya başlayınca neyse ki diğeri de erkekti karizmasını bozmadı bana da çığlık atan arkadaşı tutup sakinleştirmek kaldı. Olayın ne kadar vahim olduğunu ancak asansörden indikten sonra kavrayabildim. Bu asansör 12' inci kattan düşseydi?

    Düşen bir asansörün içerisinde asansörün zemine hangi şiddette oturacağını kestiremiyorsun. Kendini nasıl koruyacağını da bilemiyorsun. Hangi pozisyonu almalı mesela? Ayakta kalmak mantıklı mı?

    Bu düşüşten travmatik sonuçlar çıkarmamaya çalıştım. Fakat bu olaydan sonra sadece özellikle inişlerde asansöre binmemeye çalıştım. Yanımda biri var ise yukarı çıkabildim ama yanımda biri var ya da yok kaç kat olursa olsun inişte merdiveni tercih ettim.

    Asansörde kaldığım olayda ise; kesinlikle 1-1,5 saat boyunca o asansörde azrail ile aynı havayı soludum. Yeni taşındığım bir apartmandı. Aparman hakkında bildiğim tek şey gündüzleri herkesin işte ya da okulda olduğu idi. Asansörde cep telefonunun çekmediğini bile farketmemiştim. Bir zamanlar cep telefonları vızır vızır her yerde çekmiyordu ama belki de o zaman bile başka asansörlerde çeken cep telefonu o asansörde çekmiyordu. Neyse.

    öğlen saatlerinde eve geldim asansöre bindim. 1-2-3-4-5. 5' inci katta Asansörden birden mekanik bir ses geldi ve asansör durdu. kilitlenme gibi bir şey hissetim. Asla panik olmadım çünkü bu gibi durumlarda basabileceğim bir zil olduğunu biliyordum. O günün şartlarına göre Dünyanın parasını verip kiraladığım o dairenin bulunduğu apartman ne kadar kötüymüş ki; butona bastığım halde hiçbir zil çalmadı, hiçbir uyarı mekanizması devreye girmedi. Yine de sakindim çünkü cep telefonu ile birilerini arayabileceğimi düşündüm. İşte o sırada da cep telefonumun sinyalinin olmadığını farkettim. Yavaş yavaş hiçbir mantıklı seçeneğim kalmıyormuş gibi hissedince asansörün kapısına vurmaya başladım. önce çok hafif vurdum çünkü panik seviyem makuldü. Fakat dakikalar geçtikçe sesimi kimsenin duymadığımı düşünmeye başladım. Yeterince gürültü yapmıyormuşum gibi geldi. Bu arada asansörde de hareket etmek istemedim. Çünkü daha önce asansörle birlikte düşmüştüm. Dedim ki: "sesimi duyurmaya çalışırken bir de asansörle bu sefer 5' inci kattan zemine çakılmayayım!" Aralıksız 15-20 dakika asansörün içinden seslendim, kapıya var gücümle vurdum. sonuç alamadım.

    Süre sonunda asansörde kaç saat kalabileceğimi düşünmeye başladım. Akşam birileri işten-okuldan dönene kadar kalabilir miydim asansörde? İşte orada devreye oksijen alamıyorum hissi giriyor. Asansördeki oksijen seviyesi yeterli olsa bile saatlerce bir yerde kapalı kalabileceğini düşünmeye başladığın anda nefes darlığı yaşamaya başlıyorsun. Bunu yaşamaya başlayınca da "tamam artık öleceğime göre kalan süremde bari müslüman ölüp ölmediğimden emin olayım!" diyorsun.

    Oturdum asansörün içine başladım dua etmeye. İlginç olan "allah'ım beni kurtar, biri beni duysun" falan demedim. "allahım sana geliyorum, verdiğin ömür bu kadarmış" dedim. Yani kendimi öleceğime öyle ikna etmişim. Böylece dua ettikten Sonra dedim dur biraz ara verip bir kez daha bağırıp şu kapıya vurayım. İki ya da 3 kere vurup bağırdım ki asansörün dışından bir ses geldi. dedim "asansörde kaldım yardım edin" ses, "Bekle abla asansör görevlisini çağırayım" dedi.

    Çok geçmedi 10 dakika içerisinde kendimi apartmanda buldum. karşımda lise öğrencisi bir genç. dedim böyleyken böyle oldu. Çocuk demez mi ki "Abla 1 saattir duştayım. Duştayken arada bazı sesler gürültüler duydum ama hiç oralı olmadım. En sonunda musluğu kapatıp dinledim, sesini duydum hemen duştan çıktım!"

    Apartmanda o sırada evde olan tek kişiydi. Elbette kontratım yeni olduğu için o dairede 1 yıl daha oturdum. Ama bir daha ne inerken ne çıkarken asansöre bindim. Aynı şekilde artık çok çok zorunda değilsem, kendimde o gücü buluyorsam kaçıncı kat olursa olsun hem inerken hem de çıkarken merdiven kullanıyorum.

    "Asansörden korkuyorum ya da asansöre hiç binmem/binmiyorum" demiyorum. Sadece ev alırken ya da kiralarken asansörlerden emin olmak gerektiğini düşünüyorum. Birde bu asansörleri kafes usulü yapamazlar mı diye merak ediyorum. her tarafı açık, kafes usulü asansör yapılmamış değil. Asansörü çelik kasa gibi yapmak teknik bir zorunluluk mu? bence olmamalı.

     
  5. mobilya

    İsveç menşeili olanları tercih edilmemelidir. Hem fiyat olarak ekonomik değildir hem de dayanıklılık açısından beklentiyi karşılamaz.

    Eskiden Ankara' da siteler deyince akla gelen mobilya olurdu ve insanlar mobilya almak için burayı tercih ederdi. Şimdi sitelere mobilya almak için değil marangoz bulmak için gidiliyor. Üstelik artık sitelerdeki mobilyalar da eski mobilyalar değil. Evime gelen bir marangoz 23 yıllık oda takımımı görünce antik mısır lahitlerinde firavun tahtı bulmuşçasına şaşırmıştı. Artık bu mobilyaları yapabilecek marangoz bile kalmadı dedi. Yani marangozlukta tarihe karışmış bir meslek. Elbette isveç mobilyasındaki çiviyi 2 kere sıktıktan sonra ben bile marangoz oldum.

    Ayrıca isveç köftede berbat.