Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Asset&Asset

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

324 entry hiç konu açmadı hiç puanı yok
15.03.2023 16:14 son işlem tarihi takip etme takip et

günde 23 bardak çay içmek

benim hesabımı günde 2 demlikten yapın dediğim başlık. tek kişi isem büyük boy çaydanlık ile - porselen demlik- 2 çaydanlık çay demliyorum. cam fincan ya da orta boy cam bardak ile içiyorum. küçük bardak hesabı nedir bilemem ama aylık çay maliyetimi biliyorum. Bir kahve ya da çayevi açsaydım sermayeyi kendime yüklerdim. tavlaya ikinci kişi hadi bilemedin okeye 4' üncü kişi bana yeterdi.

15.03.2023 15:17
  1. intihar

    Fransızca "soi" (kendi) anlamındaki sözcük ile latincede genellikle homicide (cinayet), parricide (baba katili) gibi öldürme ya da öldüren (fail) anlamına gelen kelimelere eklenen "-cide" dan oluşan "suicide" herşeyden önce "kendini" anlatan bir kelimedir. Bu anlamıyla intihar kavramı, batı terminolojisinde en sistematik anlatımını Fransız sosyolog Emilé Durkheim' ın 1897 tarihli intihar (suicide) adlı çalışmasında bulur.

    Durkheim' a atıfla intihar: "Nasıl bir sonuç vereceği bilinen, kurbanın kendisi tarafından gerçekleştirilen, olumlu ya da olumsuz bir edimin dolaylı ya da dolaysız sonucu olan her ölüm edimine intihar denir. İntihar girşimi de böyle tanımlanan fakat ölüm sonucu vermeyen edimdir."

    Türkçeye, "kesme, boğazlama" anlamıyla arapçadan geçen "intihar" kelimesi ise "özgür ölüm" anlamıyla almanca "freitot" kelimesine daha yakındır.

     
    (Bkz: emile durkheim)
  2. İntihar üzerine

    Fransa' da 19' uncu yüzyıl başlarından itibaren düzenli olarak tutulan istatistiksel veriler arasından yaklaşık 26.000 dosyayı inceleyerek intihar üzerine ilk en kapsamlı ve sistematik çalışmayı yapan isim Emilé Durkheim' dır.

    Durkheim' ı intihar üzerine araştırma yapmaya sevkeden temel motivasyon bizzat kendisinin nevrasteni hastası olmasıdır. Durkheim' a göre, intiharın nedeni insanın içinde bulunduğu psikopatolojik durumlar değil; toplumsal nedenlerdir. yapısal-işlevselci ekol içerisinde yer alan durkheim' ın çalışmalarında Auguste Comte ve Herbert Spencer etkisi çok açıktır. Nitekim Durkheim' ın 1897 tarihli "intihar" (suicide) adlı çalışması, Auguste Comte öncülüğünde pozitivist paradigmanın kurumsallaştırıldığı bir yüzyıldan devamla toplumbilimlerinde nedensellik araştırmalarında örnek bir çalışma, temel bir eser olarak kabul edilmektedir.

    pozitivist paradigmanın yöntemsel açıdan temel esprisi, tıpkı doğa bilimlerinde olduğu gibi araştırmacının araştırma konusu üzerinde tarafsız ve objektif olmasını salık vermesidir. Sosyolog toplumda patolojik bir durum varsa tıpkı bir tıp doktoru gibi topluma reçete sunmalıdır.

    anlam arayışının zirve yaptığı, kavram kargaşasının had safhada olduğu ama daha önemlisi bütünüyle fransız ekolünün etkisi altında pozitivist paradigma ile şekillenen osmanlı modernleşmesinde önemli bir döneme karşılık gelen tanzimatta, intiharın salt edebi bir konu olarak kalmayıp uygulamaya da geçirilmiş olması hiç şaşırtıcı değil. "felsefede pozitivist, edebiyatta naturalist" olarak nitelendirilen beşir fuad: "İntiharımı da fenne tatbik edeceğim!" demiştir.

    intiharı bireysel özgürlüğün bir ifadesi olarak kavrayan tanzimat yiğitleri pozitivizm aşkına kendini katletmiş.

     
    (Bkz: intihar)(Bkz: emile durkheim)(Bkz: pozitivizm)(Bkz: Auguste Comte)
  3. saçmalama hakkı

    sayfaya katkılarınızı beklediğimi tekrar ederek giriş dersimizi burada bitiriyorum. burada anahtar kelimemiz: kimsenin sizi aptal yerine koymasına, emeğinizi hiç etmesine izin vermeyin. sırf saygısızlığa uğradığı için, emeği çöp edildiği için kaç yazarın bu sayfaları terk ettiğini okudukça gördüm. halen insanların ayakları sözlükten gidiyor ki bunlardan biri de benim. Birileri burada emek verenlere felaket saygısızlık yapıyor ya da buna çanak tutuyor. Halen burada olursam, herkesin anladığı dilden konuşurum. Yazarlığıma son verilirse de hiç üzülmem. Çünkü bazı isimlere saygı duyuyorum. Kararlarına da saygı duyarım.

     
  4. saçmalama hakkı

    insan gibi entry yazıyorsun, bilgi veriyorsun biri gelip altına dalga geçer gibi cümle yazıyor yetmiyor aynı konuya ha bire yazıyor. Ya bu sözlüğün muadilleri olan sözlükleri de mi hiç okumadın. Adam bir başlığa 1 entry giriyor; güncel ve akışı olan bir konu değilse 1 entryden sonra efendi gibi köşesine çekiliyor. gideyim de şurada ha bire laf sokayım derdine düşmüyor. mesele laf sokmaksa değil şu sözlükte şu forumda birinci olurum. Dante' nin cehenneminden bahsediyorum. Altına gelmiş "cehenneme git" diyor. ha sorsan der ki ben buraya başlığa yazdım. ya ben de anadolu' nun köyünden çıktım biliyor musun? Hayatında dante okumamışsındır. "Dantel" in l harfi düştü de bu dante yazdı sanırsın gelmiş bana laf sokuyorsun.

     
  5. saçmalama hakkı

    sözlüğe başlık açacağım diye de düşünmeyin. Bu sözlüğü sabote etmek, insanları taciz etmek için başlık açanları ben teşhis ettim. 2 puan için bir taraflarını yırtıyorlar. Hiç uğraşmayın. Buraya kafadan 20 entry girişi yap, çarp kaçla çarpıyorsan al puanını git. Artık bu sözlükte hiç kimsenin puan derdi kalmayacak. Hiç kimsenin sıfır puanı olmayacak. gel buraya yarım saat içerisinde 20 kere saçmalama sonra bütün ay yatışa geç. Birileri burayı tribüne çevirmiş. Bu sayfada yok öyle tribünlere oynamak. Kendini ve saçmalığını alıp gel, çayını demle keyfimize bakalım. Bu sayfada kimsenin gözüne girmek zorunda değilsin. Kendin olarak gel, kendin olarak yaz.