Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Asset&Asset

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

324 entry hiç konu açmadı hiç puanı yok
15.03.2023 16:14 son işlem tarihi takip etme takip et

Malatya

dut yaprağından sarma yapıyorlar. Hiç yemedim, yapmadım. Merak ediyorum. bir de "sivas" için söylenen en güzel türkülerden birinin gerçekte malatya/erguvan türküsü olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım.

söz ve müziği ozan garip ferhat' a ait olan ve en güzel yorumunu telli kılıç' tan dinlediğim "sen sivas' ı seyret" türküsü ciddi ciddi bir malatya türküsü.

(Bkz: Malatya)
15.03.2023 12:16
  1. sözlük ezberlemek

    ingilizce sözlük ezberleyip ingilizce konuşanı görmedim. gerekli de değil. bir dili öğrenirken sözlük ezberlemek diye bir şey varsa; bu sözlük kişinin kendi yaptığı okumalardan ya da kendi kurduğu cümlelerden çıkardığı kelimelerden oluşan "kişiselleşmiş bir sözlük" olmalıdır. Kendi sözlüğünüzü yazıp sonra yazdığınız bu sözlüğü ezberleyebilirsiniz. Ki aslında buna "kelime defteri" demek daha doğru.

     
  2. yabancı dil özentiliği

    ben de var böyle bir şey ama adına "özenti" demiyorum. Akademik metinler üzerinde çalışırken ya da yazarken çok dillilik refleks oluyor. İngilizcesini yazdım, latincesini de yazayım, antik yunancasını yazdım, etimolojisine de gireyim v.s. yerinde ise homo academicus hastalığı. değilse zaten ne olduğu anlaşılıyor.

    direksiyon başında sırf yanındaki kadına hava atacağım diye önündeki araca ingilizce küfür eden kişi özentidir. keşke ölse.

     
  3. bitirmek

    en güzeli "tez bitirmek". kim ne derse desin. ister bölüm bitir ister tümünü bitir. öyle ya da böyle "tez" bitir.

     
  4. yazdıkça yazmak

    yüksek lisans ya da doktora tezi yazarken asla yapılmaması gerekendir. fakat tez yazmak kişinin aynı zamanda yeni bir şeyler de öğrendiği ve öğrendiklerini derinlemesine irdelediği bir faaliyet olduğu için ne yazık ki en azından başlangıçta "yazdıkça yazmak" tan beri durmak pekte mümkün değildir.

    (başlangıçta) tezinize kendinizi ikna etmek için, tutarlılığınızın sınırını görmek için yazdıkça yazarsınız. ikna olup sınıra ulaştığınızda da bütün yazdıklarınızı 1 paragrafa indirip geri kalanını arşive atarsınız. "yazdıkça yazmak" bir hastalık olduğu içindir ki ve bu hastalıktan da mümkün olan en kısa sürede kurtulmak gerektiği içindir ki; "tez danışmanlığı" ve doktorada tez danışmanlığına ek olarak "tez izleme komitesi" gibi kurumlar ihdas edilmiştir. siz başınızı alıp giderken biri(leri) size "dur!" der.

    elbette tez yazmak söz konusu olduğunda bu "yazdıkça yazmak" faaliyetinin olumlu tarafı. olumsuz tarafında ise her zaman akademik unvanı ile eşit bilgi ve zaka kapasitesine sahip olmayan bir tez danışmanı vardır. türkiye' de akademinin yapısal sorunlarından ve boşluklarından faydalanıp bunu kadro ve kariyere çevirmiş üstelik alan dışından gelmiş bir danışman ile özellikle tez yazmaya daha ilk adımı attığınız yüksek lisans aşamasında çalışmak zorunda kalırsanız; kendinizi değil bir cahili ikna etmek için yazdıkça yazarsınız. bu cahil hem tez danışmanı hem de anabilim dalı başkanı ise; yeni bir tez danışmanı belirlenmesini de talep edemezsiniz. cahile anlatır gibi, cahili cehaletten kurtarmaya azmetmiş gibi yazdıkça yazarsınız.

     
    (Bkz: Tez danışmanı)(Bkz: tez)(Bkz: tez yazmak)
  5. paketlerde azıcık kalan makarnaları karıştırıp pişirmek

    sapagettinin (çubuk makarnanın) düdük makarnaya geçirilebileceğine ikna olduğum başlıktır.

    makarnaları süzgeçli makarna tenceresinde haşlayacağınızı söylediğiniz için bu girişim teorik olarak mümkün gözüküyor. Klasik usulde bir makarna haşlama yöntemi düşünmüş ve projenin haşlama aşamasında atıl kalacağını varsaymıştım. zira Klasik usulde makarnaları uygun herhangi bir tencereye koyduğumuz suya atıp haşlıyoruz ardından süzme işlemini gerçekleştiriyoruz. bu işlem elbette makarnayı zedeliyor, bütünlüğünü bozuyor. süzgeçli makarna tenceresi kullanmak evet bu riski ortadan kaldırır. Yani makarnaları süzgece öyle özenli yerleştireceksiniz ki ve yerleştirdikten sonra da hiçbir müdahalede bulunmayacaksınız ki haşlanma aşamasındaki tüm riskler bertaraf edilsin. Böylece Makarnaları mangal pişirir gibi ya da ızgarada balık pişirir gibi özenle haşlamış olacaksınız.

    bu aşamada belki yine de makarnaların haşlandıkça birbirine yapışması ya da özellikle çubuk makarnaların haşlandıkça hacim kazanıp düdük makarnayı zedeleme ihtimali var.

    Bu arada kullandığınız "düdük makarna" tabiri yanlış değil. boru şeklinde veya yüzük şeklinde olan makarnalara halk arasında "düdük makarna" diyoruz. Küçük olanına "yüzük makarna" denildiği de oluyor. kelebek şeklinde olanına ya "fiyonk makarna" ya da "kelebek makarna" diyoruz. Hamurunu kendimiz açıp kestiğimize "erişte makarna" derken; hamuru yuvarlayıp kestiğimize de "tombul makarna" diyoruz. özetle kullandığınız terminolojide bir sıkıntı yok. gayet anlaşılır.

    projenizde haşlama aşamasının başarıyla sonuçlandığını varsayalım. bu durumda bundan sonrasını yine klasik makarna usulü yapmanız mümkün değil. Çünkü haşladığınız makarnaların formunu bozmadan salça-domates-biber ile kavurmanız mümkün değil. Direkt italyan usulü servise hazırlayacaksınız. Bolonez soslu spagetti gibi makarnayı servis tabaklarına alıp üzerine ya da yanına artık nasıl bir sos hazırlamışsanız onu ilave edeceksiniz.

    Evet. uğraştırıcı, haşlama aşamasında yine de riskli, italyan usulü ama imkânsız bir proje değil (miş). işin sırrı kesinlikle süzgeçli makarna tenceresi. Tencere-tavanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. benim süzgeçli makarna tencerem yok. bunu bir ihtiyaç gibi de düşünmemiştim. Tekniğe yenildim. ödül konusunu da biraz abartmış olabilirim. mutfakta yaratıcı projeler hep ilgimi çekmiştir. ödül değişikliği yapıp size ne zaman isterseniz haşlamanız için erişte makarna gönderebilirim. bir kenara yazın, benden alacaklısınız.

    "bulgurlu pirinç pilavı" birinden birini abartmamak kaydıyla olur. hatta bence tavuklusu da olur. "kurufasülyeli biber dolması" na gelince: bunun olabileceğini de düşünmüyorum. ilerleyen zamanlarda keyfinize göre uygun-ayrı bir başlık açarsanız bunları da okumak isterim.