Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Asset&AssetBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
hiçbir sevgilin adı kalmadığında, adı bile kalmadığında ya da zaten adının hiçbir önemi olmadığında yine de aşka inananların isyanıdır susarak özlemek. isteyerek göç ettiğin değil göçe zorlandığın kimbilir belki de hiç tanımadığın için yalnızca hayal edip hep sürgün yaşamaya mecbur kalacağın her aşk için sadece susarsın ve "sadece susarak özlüyorum seni" dersin.
Ahir zamanda derviş mekânına aşk ile çağıran bir sen kalmışsındır. Hem de hiç tanımadığın birini.
sözcüklerin uzaklara ulaşmazken, sözleri fadıl öztürk' e bestesi ahmet aslan' a ait olan "susarak özlüyorum", ahmet aslan' ın "rüzgar ve zaman" (va u vaxt/wind and time) adlı albümünden ahmet aslan' ın sesiyle adı bile önemli olmayan sevgiliye söylenir:
"sadece susarak özlüyorum seni
hiç tanımadan, ne garip
sense uzakta, çok uzakta
bir deniz gibisin resimlerde"
bir üstteki entryde yazanları okuyunca ne yazacağımı şaşırdığım başlık. Üstteki yazara demek istiyorum ki; yazdığın sayfalar şen olsun yazarım da; bu entrynin yolu şaşmış!
Ayva reçeline gelince; nasıl bir aşermedir ki düdüklü tencerede 25 dakikada ayva reçeli yapayım?
atkı örmeyi bilen bir kadın için hiçte zor olmayandır. Bundan sonra hayatıma girecek bütün erkeklere 2 çile yumaktan atkı örüp hediye edeceğim. Böylece hediye seçme zorluğu derdinden de kurtulacağım. Ayrıca Atkı ve atkı örmek üzerine geliştirdiğim tezler sayesinde zaten o erkek atkı hediyeme verdiği cevaba göre ya hayatımda kalacak ya da bir sonraki hediyesini bile göremeyecek. "Sevgilinin atkı ile imtihanı!"
sınavda ya da mülakatta: "epistemoloji dedim, ontoloji dedim bir de korelasyon dersem acayip havalı olur; hoca bana puan verir ya da profesörleri ters köşe yapar doktoraya kabul alırım!" diyen bir yazarın sayıklaması. E biz de kişiye: "1 puan verelim de sınıf geçsin" ya da "aman belki rektörün yeğenidir, başım ağrımasın" diyorsak nefes tüketmek pahasına şunu diyelim:
sevgili yazar,
korelasyon kelimesini kullanmanızdan anlaşılıyor ki; siz bir bilimsel araştırma paradigması tanımlamaya çalışıyorsunuz. Çünkü bir araştırma paradigması epistemolojik ve ontolojik olmak üzere iki şekilde tanımlanır. Elbette esaslı bir çalışmada mesele hem epistemolojik hem de ontolojik boyutu ile ele alınmalıdır. Yine de üzerinde çalıştığınız konuyu ontolojik boyutu ile ele alacaksanız ilkin gerçekliğin kendisine öznel bir biçimde odaklanmanız gerekir. yani incelediğiniz konuyu tek ve bağımsız bir gerçeklik olarak kabul edeceksiniz. bu gerçekliğe verilen farklı anlamları, etik-ahlaki duruşları göz ardı edeceksiniz. oysa epistemolojik boyutta gerçekliğin öznel (subjektif) anlamını değil; herkes için aynı olup değişmez olan nesnel (objektif) anlamını araştırmak ve nedensellik ilişkisini kurmak zorundasınız.
Araştırmanızı ontolojik temelde kurarsanız, bundan sonra gelecek bütün epistemolojik verileri ontolojik temel ile ya da ontolojik ilk cevap ile sınırlandırmış olursunuz. Demektir ki; ontolojik bir kurguda epistemoloji bağımlı değişkendir.
Takipçi bulunmuyor. |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |