Türkiye'nin memur portalı

"zenginin malı züğürdün çenesini yorar" şeklinde değiştirilmesi gereken başlıktır.

"Zenginin malı züğürdün çenesini yorar" içeriğine döndürülen başlık. Ne bitmez geyikmiş.

Siyasetin dinamik okuması da statik okuması da gerçekten tam da bu coğrafyada doğmuş, anlatımını Antik yunan' da bulmuştur. Demokrasi, ezik-fakir halkın kuruntusudur. Makro siyasetin kuralları ise demokrasiden fazlası hatta çokça demokrasi karşıtıdır. Yalnızca platonik aşklardan muzdarip değiliz. Gayette platonik bir evrende kodlanan siyaset içerisinde var-olmaya çalışıyoruz. Halk dikey olarak hareket edebileceğini, aşağıdan yukarıya bazı şeyleri belirleyebileceğini düşünse de Siyasette kapalı sistem mantığı (olympos mantığı) caridir. Yukarıdakilerden biri olarak doğmadıysan yukarı çıkamazsın. Zeus' un eşleri, kızları ve oğulları sonrasında gelen torunları da bellidir.

Şerif Mardin' in "mahalle baskısı" kavramı ile açıkladığı durumdur. Fakat "mahalle baskısı" kavramı yalnızca teorik çerçevelerden bir çerçevedir. Siyasetin pragmatik temellerde yükseldiği her yerde mahalle baskısından önce ortaya çıkan zaten kişinin kendisini fayda-çıkar temelinde bir mahalle üzerinden bir mahalle içinde kodlamasıdır. Pragmatizmin egemen olduğu, çıkar hesaplarının yapıldığı yerlerde birey olup özgün ve tutarlı kalmak çok zordur. Demokrasinin "deme" mantığı (mahalleler şeklinde örgütlenme), siyasetin anlamının kaybedilmesiyle partiler arası pasta paylaşımın ana ekseni olmuşken Kitle içerisinde sürü (cemaat) psikolojisi ile, bir mahalleye kapanarak birey olunmaz. Mardin' in "mahalle baskısı" kavramı da bu nedenle eksik, yetersiz ve yanıltıcı bir çerçevedir.

"Onlar çokça haddi aşmışlardı. Şüphesiz ki Allah haddi aşanları sevmez" mealindeki "haddi aşmak" karşılığı olarak kullanılan kelime ise; kelimenin yunanca karşılığı "hybris" tir. Hybris ya da haddi aşmak, haddi aşıp ölçüsüz davranmak bütün bir Batı siyaset teorisinin/felsefesinin üzerinde yükseldiği ana kavramlardan biridir. Bu hale düşenin yani haddi aşarak ölçüsüz davrananın ister birey olsun isterse de bir topluluk (kavim) ilahi olarak cezalandırılacağı düşünülür. Esasen yine de dinsel referansı olan bu kavramı elbette batı felsefesi rasyonel olarak temellendirmiştir.