Türkiye'nin memur portalı

Pasaport-vize sahibi olmaksızın yalnızca nüfus cüzdanınız/vatandaş kimlik kartınız ile giriş çıkış yapabileceğiniz bir yerdir. her tarafında bariz ingiliz etkisi vardır. Arabaların direksiyonu tıpkı ingiltere' de olduğu gibi sağ taraftadır. Sağ tarafta direksiyon sol tarafta düz vites bir araba kiraladı iseniz kafanız karışabilir. Oturduğunuz restoranlarda fiyatları ingiliz para birimi ile okumanız gerekir. Bahis ve kumar denildiğinde akla otelleri gelir. Bu tek başına bir turizmdir. Kıbrıs' a sonradan gidenlerin değil de yerlilerinin değişik bir şivesi vardır. Birazdan da fazla tipik bir iç Anadolu kasabasını/şehrini değil Ege kasabasını/şehrini andırır. türkiye' den giderken ya da türkiye' ye dönerken uçakta pencere kenarında iseniz her iki kıyıyı da aynı anda görebilmeniz mümkündür. "Bir taraf Türkiye bir taraf kıbrıs" dersiniz.

kıbrıs' a en son 2004 yılında tam da referandum öncesi gittim. Rauf Denktaş' ı limanda bir lokantada tek başına yemek yerken görmekte kapalı Maraş' ı gezmekte benim için şans olmuştu. Fakat adada aradığım mistik/mitolojik havayı yakalayamadım. Kıbrıs, yunan mitolojisinde Aphrodite ile özdeşleşen bir adadır. demek ki adanın milattan önceki halinden eser kalmamış. Fırsatım olur ömrüm yeterse arayışımı girit ve rodos adalarında sürdüreceğim.

Hint kızlarının güzelliğini görüp hint erkeklerinin ise ne kadar çirkin ve kaba olduğunu anladığımız hiçbiri 2 saatten aşağı olmayan filmlerdir. Filmlerin yarısının dans ve şarkı ile geçmesi yeşilçam filmlerini çağrıştırmaktadır. Nasıl ki; Küçük Emrah, küçük ceylan, ibrahim tatlıses filmlerinde en az 2-3 şarkı dinlemek zorunda kalırız, hint filmlerinde de dans ve müzik ile coşarız.

Herşeye rağmen; Sömürge geçmişi olan, etnik-dinsel çeşitliliğin yanında kast sisteminin de cari olduğu bir coğrafyayı anmak için izlenesi filmlerdir.

Yalnız hint erkekleri (felsefe ve matematik bilseler de) gerçekten çirkin ve kaba. Adem' in yeryüzünde yaşadığı ilk coğrafyanın Hindistan olduğu yönündeki rivayetlere inanmak bile istemiyorum.

Bütün ütülemelerde mantık aynıdır: Bir şeyi düzleştirmek suretiyle işlevsel hale getirmek ya da işlevini yok etmek. Kıvrımları olmayan bir beyin işlevsizdir. Kafa ütülemekle beyin işlevsiz hale gelir.

her şeyi ütülemenin bir mantığı olmadığı için "ütülemenin 40 çeşidi" ni tespit ve tayin etmeye de gerek yoktur. Ütüleme çeşitleri araştırılmasına gerek olmayandır.

Perdeleri-tülleri ütülemek onları daha işlevsel hale getirmeyeceği için perde-tül ütülemekte gereksizdir. Eğer perdenizde ince işçilikli bir dantel yok ise; perdelerinizi-tüllerinizi çamaşır makinesinden çıkardığınız gibi asabilirsiniz. Astığınızda kırışık gözüken perdeniz-tülünüz kurudukça kendini bırakacak ve kırışıklıklar açılacaktır. Elbette perdelerinizi-tüllerinizi çamaşır makinesine katlayarak koymalısınız. Özellikle kalın perdelerinizdeki bu kat izleri sizi rahatsız ediyorsa yalnızca bu kat izleri üzerinden ütüleme işlemi yapabilirsiniz.

Astroloji modern çağ' da küçümsenen bir bilim olsa da astronomi' nin (gökbiliminin) atasıdır ve tarihte bütün filozoflar gökyüzündeki yıldız hareketlerini inceleyerek bir takım sonuçlara ulaşmıştır. Bu konuda ilk efsane Thales' tir. Thales gökyüzündeki yıldızları incelemeye o kadar meraklıymış ki; bir gün yolda yürürken bir çukura düşmüş. felsefe ile uğraşan biri olarak bilinen Thales' in bu halini görüp Thales' e gülen köylü bir kadın kendince bir filozof tanımı yapmış: "Gökyüzündeki yıldızları incelerken önündeki çukuru göremeyen kişi": "ey Thales! sen daha önündeki çukuru göremiyorsun gökyüzünü görüp ne anlayacaksın!"

Öner Döşer filozof değildir. İlkçağ' ın kadim bilgeliğine sahip olmadığı da kesindir. Yurtdışında bu işlerle uğraşanların ortaya koyduğu dokumanları okuyup aktarmak dışında bu alana orijinal bir katkısı yoktur.

Astronomi/ astroloji tekelinin ise ortaçağ' dan devamla halen kilisenin (roma kilisesinin) tekelinde olduğunu düşünüyorum. Hep bir kıyamet senaryosu vardır.

Terazi çağı başlamadan kozmos dengesini bulamayacak.

"70 yaş ve üzerinin tetiklediği/körüklediği/kışkırttığı/tahrik ettiği hadi diyelim ateşlediği" şeklinde olsaydı daha iyi olabilecek bir başlık.