Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Omayraaa

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

246 entry 264 konu hiç puanı yok
12.10.2024 11:52 son işlem tarihi takip etme takip et

Mezar taşına yazılması istenen söz

"No gods na masters!"

04.02.2024 14:56
  1. karıncanın su içtiği

    yaşar Kemal'in bir ada hikayesi serisinin en iyisi diyebiliriz. kendisi de zaten yazmakta en zorlandığım eser diye bahsetmişti bu kitapta.

    'deniz o kadar durgun, o kadar durgundu ki; karıncalar su içerdi...'

    bu eserin çok büyük bir önemi vardır dünya hakları için ya da olması gerekir diye düşünüyorum. çünkü savaşın kötü ve gerçek yüzünü öyle bir ortaya koyuyor ki ömür boyu ruhunuza işleyecek türden...(savaştan sağ kurtulanların hikayesi ve anlatımları)

    savaşları bütün boyutları ile buluyorsunuz. savaşta bulunan; hekimlerin, askerlerin, komutanların, halkın, annelerin, babaların, evlatların, eşlerin, kızların, çocukların, doğanın, eşyanın, hayvanların, bitkilerin psikolojisine istisnasız, abartısız tek tek değiniyor detaylıca.

    sihirli bir kitap, bir destan.

    bu kadar balığın, arının, bitkinin, ağacın tabiatını(türüne, hücre bilgisine, yetiştirilme, beslenme, toplanma bilgisine kadar) bir bilim adamı ilmi ile nasıl da biliyor bu adam?

    off... deli sorular.

    okumak lazım, gerçekten okumak lazım.

     
  2. fırat suyu kan akıyor baksana

    yaşar Kemal'in 'bir ada hikayesi' serisinin ilk kitabı.

    kurtuluş savaşından sonra Ege'nin boşaltılmasıyla boş kalan bir adaya poyraz musa gelir. poyraz musa; birçok savaştan sağ kurtulmuş gönlü ve beyni yaralı biridir.

    ada'da bir de saklanan bir rum vardır. vasili...

    kitabın tamamında vasili ve poyraz musanın birbirinden kaçışı ve kovalayışı işlenir. düşünün: öyle bir ustalık ki, bir adada iki insan var ve bir kitap boyu karşı karşıya gelmiyorlar.

    bu bir güçtür! betimleme gücü, sanat gücü...

    kişilerin hayat hikayeleri müthiş. hüzün dolu bir eser, insan ara ara kahroluyor.

    büyük adamsın be yaşar kemal. vesselam.

     
  3. bir ada hikayesi

    'bir' ada hikayesi deyip geçmemek lazım. yaşar Kemal'in en son kitap serisi. seri dört kitaptan oluşuyor:

    -fırat suyu kan akıyor baksana

    -karıncanın su içtiği

    -tanyeri horozları

    -çıplak deniz çıplak ada

    şimdi bu kadar uzun, güzel, asil betimlemeleri ile ünlü Ozan'ın kitaplarını hangi kelimeler ile dile getireceğimi düşünüyorum.

    ince memed'den sonra; dünyanın en güzel eserleri. az bile kalır bu sıfat. nasıl bir birikimdir bu?

    her yörenin, her şehrin, her bölgenin, her bucağın, her ilçenin, her köyün, her mahallenin, her insanın; kültürünü, dilini, geleneklerini nasılda bir sünger misali içinde barındırıyorsun koca yürekli Homeros.

    özelde rum'ların göç, mübadele, acılarını, sevinçlerini, yaralarını, ölümlerini, memleket özlemini ve trajedisini anlatırken; genelde ise her şeye değiniyor. savaş, ölüm-kalım mücadelesi, asker kaçaklığı, balık türleri, dengbejler, aşklar, Ortadoğu ananeleri, feqiye teyran, çingeneler, atlar, arılar... yazmakla bitmeyecek yahu. nasıl bir ilim ve bilimdir bu kova yürekli evdal.

    bir çırpıda okuyacaksınız, dört cildi.

    dört destan, dört efsane...

    insanları ikiye ayırıyorum: yaşar kemal okuyanlar ve yaşar kemal okumayanlar...

    fazla detaya girmeyeceğim bu başlıkta, serinin kitaplarını açtıkça naçizane değineceğim içeriğe.

     
  4. al gözüm seyreyle salih

    Yaşar Kemal'in alışılmışın dışındaki bir eseridir. olay Karadeniz'in bir kıyı şehrinde geçiyor. genelde Çukurova'yı esas alan eserlerine alışık olduğumuz için bu biraz şaşırtıcı gelebilir. okurken biraz sıkıla bilirsiniz. çünkü küçük bir çocuğun gözünden; 80'leri,yaşadığı yeri, deniz, gökyüzünü, kişileri, oyuncakları, arkadaşlarını çok detaylı ve uzun tasvirlerle bulacaksınız.

    evet, yaşar kemal'le özdeşleşen uzun betimlemeler, hayal dünyanızı zorluyor.

    Salih'in her şeyi derin bir şekilde izlemesiyle, kitabın ismi uyumlu. babaannesi ile ilgili düşündükleri güldürecektir sizi.

    bir de Salih'in martısı var. kitabın çoğu sayfası bu konuyu ele alıyor. kanadı kırılan martının yaşayamayacağı tezini büyük bir mücadele ile kırmak ister.

    ayrıca dönemin siyasi, sosyal, ekonomik yapısına da değiniyor.

     
  5. Bin muhteşem güneş

    ortadoğunun bütün kadınlarına ithaf olsun diye başlasaydı keşke...

    halid hüseyin'in muhteşem bir güneşe benzeyen romanı. kadın olmanın başlı başına suç olduğu, kendini kabul ettirmek için dini kullananların yanında, kadın üzerinden bir hakimiyet kurması da cabası olan, korkunç bir sistemin uşaklarını tüm çıplaklığı ile sunan eser.

    nereden baksak, nereden tutsak elinizde kalacak gerçekler.

    insanlık kavramından bihaber kişiler tarafından belirlenen kaderler.

    çok da konuşmanın bir manası yok diye düşünüyorum. okumak lazım.

    meryem, leyla, tarık...