Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Omayraaa

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

239 entry 263 konu hiç puanı yok
04.02.2024 14:56 son işlem tarihi takip etme takip et

Editörden arkadaşlık teklifi almak

Gücü asıl bana vermeleri gerekirdi bu durumda ulaş.

Simetri desen var tehdit desen yok..

24.01.2024 14:03
  1. postmodernizm

    Post-modernimizin ne olduğuna dair yapılan birçok değerlendirme olmakta birlikte, en azından bugün post-modernist cenahta yer aldığını söyleyenler post-modernizmi, felsefi söylemden bilime, mimari alandan sanat ve edebiyata bir dizi kültürel alanda modernizmin ''sonunu'' ve ''ölümünü'' haber veren yeni bir aşama, yeni bir yaşam biçimi olarak tanımlar. Çok bariz bir şekilde modernizmin hakikatlerine, değer yargılarına ve fikirlerine saldıran post modernizmin, kendisini tüm kültürel yapıntıları ile 'modernizm sonrası' ya da 'modernizmden sonra gelen' yeni bir kültürel evreye yerleştirip tanımladığını Az-çok biliyoruz.

    Post-modernizm, modernizmin hemen hemen tüm teorik hakikatlerini sorunlaştırdığı doğrudur. Doğru ile yanlış arasındaki hat bu görüşe göre belirsizdir. Bu yüzden bir yanlışlıktan doğruya gitme yoktur, yorumdan yoruma gitme vardır.

    Öte taraftan dünyada olup biten her şey göreceli, tutarsız, temelsiz ve belirsizdir. Hayat akışkan ve değişkendir. Sürekli çoğulluğu ve belirsizliği üretmektedir. Bu yüzden bu görüşe göre her şey şimdi ile başlamalı ve şimdi ile sonlanmalıdır.

    Mimaride geometrik şekil, renk ve desenin kullanılması bu felsefenin ilk belirtisidir. Edebiyatta ise dil, betimleme, kurgu, olayların belirsizliği ve kuşkuculuğunda Zaman ve mekan belirsizliği etrafında gerçek ile düş ayırt edilememektedir. Netice olarak otoriter bir çözüm yoktur bu yolda.

     
  2. bülbülü öldürmek

    orijinali 'to kill a mockingbird' olan ve dilimize 'bülbülü öldürmek' diye çevirilen harper lee romanı.

    istisnasız herkesin okuması ve herkese okutulması gereken bir eser. psikoloji, hukuk, ,insanlık dersi veren bir eser. bir çocuğun gözünden dünya... sanırım kutsal kitaplardan sonra okunan ilk kitaplardan biri Avrupa'da isterseniz öncesinde de okutabilirsiniz. -gülücük

    atticus... bize lazım olan tek şey bu adam ve bu adam gibiler. lütfen bu bir ütopya olmasın, ama lütfen! annesiz kalan iki çocuğuna sadece ve sadece insan sevmeyi öğreten bir baba. diğer taraftan ise çok zor koşullar altında bir zenciyi savunan avukat. her şeyin çarpıklığını görüyorsunuz. adaletin, duyguların, insanlığın... özellikle, tecavüz suçlaması ile yargılanan suçsuz bir zencinin duruşmasını bir çırpıda ve büyük sarsıntı ile okuyacaksınız. oradaki çoğu karakterde kendinizi bir nebze bulacaksınız. ilk önce o zencide kendimi buldum. ötekileştirilmeyi hepimiz yaşadık, yaşamışızdır. duruşma esnasında beni etkileyen bir söz vardı, hiç çıkmıyor aklımdan. 'neden kaçtın?' diye soruyor hakim zenciye o da: 'efendim, zenci olsaydınız siz de kaçardınız!' nedeni, niçini yok. suçsuz olduğu halde renginden dolayı suçlanacağını bildiği için kaçma gereği duyan insanın çaresizliğine lanet olsun.

    evet, atticus. her kötülükte güzellikler bulan adam. o bir baba, o bir insan... insanları anlamak kolay değildir, kendini onların yerlerine koymalısın. ne kadar da haklı. çocuklarına çelişkisiz örmek olur. tarafsızlığın ve iyiliğin tanrısı olmuştur. "çoğu insan iyidir, yeter ki onları gör.'

    scout, küçük bir kız çocuğu. gerçekleri gören gözler, sorgulayan asi bir melek. öğretmeninin Hitler'i eleştirmesine muhteşem bir yorum katmıştır. Hitler'i Yahudileri sevmediği için eleştirirsin fakat kendinde etrafındaki zencileri sevmezsin gibi bir şeydi işte. baştan sonra altı çizilecek, derinine inilecek kahramanlar ve yapıt.

    jem, duygusal ve güçlü bir çocuk. haksızlıklara dayanmayan ve duymak istemeyen. bir abi, bir deniz.

    demem o ki, muhteşem bir eser. kendi gözlemlerinden çıkarak bize güzellikler sunan harper lee dünyaya kendini ölümsüzleştirdiği eser bıraktı. suçsuz olduğu ve kanıtlandığı halde sırf renginden dolayı yargılanan insanlar, defaatle zenci olmanın suç olduğunu vurgulayan ve arkasında duran zihniyetler, kötülüğe rağmen karşısındakine gül veren yürekler. zıtlığı ile her şeyi bulacaksınız.

    okumak lazım, hemen şimdi.

     
  3. muz sesleri

    ece Temelkuran'ın ilk romanı. yani okumasam da olurmuş dediğim kitap. -gülücük

    illaki her kitaptan bir şey öğreniriz/ediniriz. benim ise ilgimi çeken tarafı sevdiğim şehir Beyrut ile ilgili birkaç betimlemeleri. roman, Ortadoğu/Avrupa/Amerika üçgenindeki hayatlara değinir. lakin kurgu çok başarısız ve tutarsız. sonu zaten kesinlikle istediğiniz gibi bitmiyor ki kitap da istediğiniz gibi ilerlemiyor. kopuk kopuk olaylar, kahramanların eserdeki dil-anlatım yönünden pasifliği göze çarpıyor.

    roman demek biraz haksızlık olur. küçük küçük hikayeler bütünü desek yeridir.

    cuk, cuk, cuk...

     
  4. alın yazım

    nafiza haji'nin bir romanı. bilindik Ortadoğu trajedisini ustalıkla ve esrarengiz bir kurguyla işleyen yazar, bu konuya değinirken Avrupa'da yaşamak zorunda bırakılan muhafazakar ailelerin hayatına değiniyor. hayallerinin peşinde koşmak ve ailesinin tabularını kırmak için elinden geleni yapan saire'nin geldiği hüzünlü nokta. Gandi'den de esintiler bulacaksınız eserde.

    savaş muhabirliği yolunda alın yazısına yenik düşen; Avrupa'da giyiminden, dininden, ırkından dolayı sonu ölümle sonlanan hayatlar. geçmiş ve geleceği etkileyen sırlar.

    güzel bir kuşak ve tarihten de izler barındıran yapıt.

     
  5. harper lee

    bülbülü öldürmek kitabı ile 'Pulitzer edebiyat ödülünü' kazanan abd'li kadın yazar. gerçi kaleme aldığı tek kitabıydı ta ki 2015 yılında yayınlanan, bülbülü öldürmek romanının devamı niteliğinde 'tespih ağacının gölgesinde' yapıtı ile. kendi gözlem ve çocukluk anılarını büyük bir ustalıkla işleyen başarılı bir yazardır. dünyamıza çok iyi roman karakterleri kazandırmıştır. bu yıl içerisinde(2016), 89 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

    herkesin okunması gerektiği kanaatine verdiğim yazardır.