Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Omayraaa

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

239 entry 263 konu hiç puanı yok
04.02.2024 14:56 son işlem tarihi takip etme takip et

Hepi börtdeyyy omayraaa

*Teşekkür ederim bol kitap olsun. :)

*çok naziksiniz Belma..

*dermes çok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için ama yazmayı hiç düşünmüyorum.;)

11.01.2024 23:53
  1. Amok-usta işi

    Başka başlıklarda tartışıp gelip hıncını benim çok naif başlığımda çıkaran çoçuğun hezeyanını içinde barındıran başlık. Bu arada Keke hangi aşamada kabartma tozu koyulur sorusuna cevap istediğim, bir ters bir düz sözünün ihtişamı ile devam ettiğim amacı sadece halka hizmet olan canım başlığım diyorum.

    Bakın bu bir dramdır.

    Hakikaten yahu teşekkürler de nedir?

    Bize her yer Paris aga... o arada ekşi elmalar'dan bir replik dökülür dilllere. (Anladın sen onu!)

    Arabam Yok o kadar varsıl değilim, çatal dil derken yavrucum hele göster dilini amcalara...

    seviye magmanın pardon arşı/alanın en üst noktasında. -Hunharca bir kahkaha-

     
  2. aldatmak/ahmet altan

    Bir zamanlar çocuktuk... diye bir cümle ile başlamayacağım zira kitaba afili bir yorum katmış gibi olacağım. Şaka şaka, hakikaten çocukken, çocuklar duymasın dizisindeki anne rolündeki oyuncunun eşinden gizli gizli okuduğu sahneleri hatırlıyorum ki o dönemde de isminden çokça bahsettirmiş ve üstelik çok satmış bir kitaptı. Biz de büyümeyi beklemişiz demek ki okumak için. Açıkçası bir arkadaşın hediyesiydi. okumuş büyük bir hayalkırıklığı ile baş başa kalmıştım. Hayır efendim, öyle kadınların ruh dünyasının falan da bilmiyor. Tasvirler eksik, kurgu ve kahramanlar silik...

    Bilmiyorum, kendi yüzyılından öncede bu temalı yazılan romanlar var ki takdire şayan.

    Vasat. Okumadıysan bir şey kaybetmediniz!

     
  3. en uzun gece

    Ahmet Altan'ın beğenmediğim romanı. Türk filmi tadında, Canan Tan'a örnek olacak düzeyde...

    Te kaç yıl önce okuduğum; kurgusu ve karakterleri zayıf kalan, edebi niteliğinin de olmadığını düşündüğüm kitabı. Güneydoğu'ya giden ve aşk acısı çeken sonra yine bir aşk girdabına giren kadının öyküsü. Okumadığınız için çok şey kaybetmediniz.

    Rahat olun!

     
  4. Amok-usta işi

    Sorduğunuz soruya naçizane birkaç edindiğim bilgi ile kendi yorumumu katarak açıklamak isterim sayın sofestai.

    Öncelikle intihar duygusu ya da düşüncesi inanıyorum ki her insanın aklından en az bir defa geçmiştir. lakin bunu pratiğe dökmez. İnsanoğlu her ne kadar güçlü ise her şey zıttı ile zuhur bulur realitesi ile bir o kadar da güçsüzdür. Tahminimce genelde insanlar özelde ise stefan zweıg intiharı teorik olarak vardır ki o dönemin koşullarını ve üstelik zweıg'in hümanist yanının kendisine bedel olarak da ödetilmesi ile çok zede almıştır. Diğer taraftan var olan intihar düşüncesi sürekli ertelenir bazı durumlar ile. İlk eşini buna sürükleyip sürüklemediğini yani böyle bir teklifte bulunup bulunmadığı konusunu bilmiyorum. İkinci eşi ile olan birliktelikte ise başta biraz mutlular ve ikinci eşi de zweıg'in bu eserlerini okuyup intihar duygusunu muhtemelen eşinde var olduğunu biliyordu. İkinci eşi de zweıg gibi hümanist bir insan ayrıca ilerleyen hastalığı nedeni ile de gayrı ihtiyari olarak hayat zor geliyordur. Eşinin, güzel bir dünyanın varlığını ya da hayalini anlatmasını istemesi hemen hemen aynı dünya görüşüne sahip olduğunu gösterir. Gelelim ikisinin aynı anda intihar etmesi ise o dönemde zweıg'in çok sevdiği bir arkadaşının eşi ile birlikte intihar etmesi zweıg için bir örnek teşkil etmiş ve karısını bu olaydan sonra ikna etmiştir. İlk intihar eden zweıg olmuştu. Lotte eğer aynı fikirde olmasa inanıyorum ki her an vazgeçebilirdi. Çünkü yaşam dediğimiz şey hakikaten tüm olumsuzluklara rağmen yaşamaya değerdir. Bu bağlamda evet teklif edip ikna etmiş olabilir lotte'yi ama takdir edersiniz ki son karar lotte'nindi.

    Son bir yorum getirecek olursam kendi görüşüm tabi ki; belki de yalnız başına bir ölümden dolayı korkmuştur. Ya da insan yapacağı bir eylemde bir ortak arar.

    Tanım: "intihar, derin bir vicdan gerektirir!" Sözünü akla getiren hikayeler bütünüdür.

     
  5. Amok-usta işi

    Stefan zweıg'in okuduğum tüm kitaplarından sonra kendisini övmekten asla yorulmam. Yanlış zamanda mı doğdu yoksa hiç doğmamalı mıydı? İnsanların en ince detayına müthiş tasvir ve analizlerle nokta koyuyor. O bir insan...

    Eserde iki hikaye var, önceliği olan amok...

    "Amok, Malezya yerlilerinde görülen bir delilik hali... buna yakalananlar, ileriye atılır ve nereye gittiğini bilmeden durmadan koşar, önüne çıkanı öldürür. Geldiğini görenler, tehlikeyi çevreye duyurmaya çalışarak bağırırlar: 'amok! Amok!' Herkes kaçar... ama bir amok'un delice koşusu sonsuza dek, cezasız süremez." Daha çok iç dünyanın yani ruhsal hastalığın fiziksel yokluğa doğru ilerleyeşi. ölümün, öldürülmenin ya da intiharın ardından yaşam akışının ya da yaşamın devran etmesinin sorgulayışı, cümlelere Harika bir şekilde dökülmüştür.

    Usta işi...

    Hırsızlığı farklı bir bakış açısı ile alan ikinci hikaye...

    Tahsin Yücel'in iyi çevirisi ile hayata farklı bir iz bırakan stefan zewıg eseri...