Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Omayraaa

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

239 entry 263 konu hiç puanı yok
04.02.2024 14:56 son işlem tarihi takip etme takip et

Hepi börtdeyyy omayraaa

*Teşekkür ederim bol kitap olsun. :)

*çok naziksiniz Belma..

*dermes çok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için ama yazmayı hiç düşünmüyorum.;)

11.01.2024 23:53
  1. nar ağacı

    nazan bekiroğlu'nun kapağı dahil çok iyi bir romanı.

    tarihin surlarında dolaştırıyor sizi. birçok kıtaya uçuyorsunuz, görüyorsunuz, yaşıyorsunuz. azam'ın gözleri hiç çıkmaz aklımdan. nerede bir kilim ve dokuyanı görsem, canlanıyor gözümde. birkaç kuşağın hikayesi sürükleyici, usta betimlemeler ve hikayelerle harmanlanmış.

    kurgusu çok başarılı, tarihi ve coğrafya bilgisini raks ettiriyor kitapta.

    kültür mozaikleri, inanışlar, mezhepler ilgi uyandıracak şekilde aktarılıyor.

    savaşlar, sosyalizm, ticaret, zerdüştilik... güzel şeyler de oluyor, mutlu sonlarla bitiyor eser.

    özellikle tarihe ilgisi olanların çok beğeneceği bir yapıt. gerçi herkesin beğenerek okuyacak/okuyor...

     
  2. ilahi komedya

    bir kitabın ismini yıllarca duyarsanız. zamanınız olmaz, ya da bir engel çıkar okumamışsınızdır. bir de kendi dünyanızda; kitabın isminden, kapağından ötürü içeriğini tahmin etmeye çalışırsınız. etmeyin!

    çünkü arada yapıyorum bunu ve sonrasında büyük hayal kırıklığına uğruyorum. bunlardan biri de; on dördüncü yüzyılda italyan yazar dante alighieri'nin yazdığı, şiirin annesi olan ve sonradan yazılan birçok edebi metne öncülük eden ve yanlış hatırlamıyorsam on bir bin dizenin üzerinde olan bu eseridir. eser dante'nin, cennet, cehennem ve arafa olan soyut yolculuğunu ve bu yolculuk esnasında karşılaştığı tarihin birçok önemli insanın ve yerin tasvirini yapıyor kendince. üstelik de eleştiriyor. bir de yetmemiş kimin; cennet, cehennem ve arafta olduğuna karar vermiş. alegorik ve hayal gücü yüksektir, tarihi ve ilahiyat bilgisi de çok ileridir.

    dante'nin bir de bölümlerde rehberi vardır. kendine usta olarak kabul ettiği, şimdi ismini hatırlayamadım (v harfi ile başlayan bir şair'di). o şair ona yol gösteriyor.

    başka bir bölümde ise sevdiği bir kız var, o yol gösteriyor.

    açıkçası okuması çok meşakkatli bir kitaptı. binlerce isim var, reel tarihte. sürekli dipnor geçiyor haliyle.

    dante; cehennem bölümünde islam dininin peygamberi ve dördüncü halife ile de karşılaşıyor. çünkü hristiyan dünyasını ikiye böldüğünü düşünüyor. abdülhak hamit tarhan bu konu için dante'yi eleştiren bir beyit de yazıyor hatta.

    yani şimdi bilemedim, yine de okuyun. -gülücük

     
  3. hallac-ı mansur

    Toplumsal hareketliliğin en yoğun olduğu tarihler zihniyet faaliyetlerinin de en derin olduğu dönemlere tekabül etmektedir. Bu zihniyet dönüşümü bir toplumsal arayışın ürünü oldu diyebiliriz.

    800'lü yılların başından itibaren başlayan ve 1100'lü yıllarına kadar süren derin, kapsamlı ve yaygın toplumsal hareketler İslamiyet içerisindeki derin ideolojik faaliyetlerle ortak bir seyir izlemiştir ve bu yıllar; toplumsal hakikat doğrultusunda birçok Bilge ve devrimci halk önderi yetiştirdiği yıllar olmuştur. İşte hallac-ı Mansur bu Önder kişiliklerdendir.

    Hallac-ı Mansur bu tarihlerin başında 858 yılında İran'ın Beyza kenti yakınlarındaki tur kasabasında dünyaya gelir. Baba mesleği olan pamuk eğirtme ve temizleme işi olarak bilinen hallaclık işi yaptığından bu lakabı aldığı rivayet edilir. Dedesinin Muhammed adında bir Zerdüşt'i olduğu bilinmektedir. Ancak kaynaklarda anne ve babasının Müslüman olduğu iletilmektedir. Yani Zerdüşt'i gelenekten gelen ve yeni Müslümanlaşan bir ailenin üyesi olarak dünyaya gelir. Daha çocuk yaşlarda dini konularla yakından alakadar olmuştur. Müslümanlığı anlama çabası oldukça yoğundur. Bu durum özellikle de Kuran Hakkı'nda yaptığı yorumlar çerçevesinde büyük bir ilgi uyandırmaktadır.

    Bu ilgisi onu dönemin dini alimlerinin yanında ders almaya yönlendirir. Daha 16 yaşında tüsteri'nin yanında ders almaya başlar. Burada iki yıl boyunca hadis ve Kuran üzerinde tartışmalar yürütür. Sonra Basra'ya geçer. Buhara'nın bir öğrencisinden ders alır. Esasında burada Sünni geleneğe çok bağlıdır.

    Sünnet, Peygamber'in yaşantısına atfedilen İslamiyet kurallarının bütünü oluyordu. Ama o; bu kurallardan uzaklaşıldığını düşünüyordu. Emevi ve Abbasi devletlerinden dolayı.

    Ve hallac üçüncü ve en önemli hocası Bağdat Sufi okulu lideri olarak kabul edilen cüneyd el-Bağdadi'dir. (Hayran olduğum alim) ondan ders alır, tartışmalara katılır. Mansur kendine has karakterini bu tartışmalarda kazanır.

    Sufilik anlayışına farklı bir perspektiften bakmaya başlar. O bu yönünden dolayı sürgün edilir. '' seccademi suya sermiş bir ateşim ben. Bu yolda çıkardım tarikat hırkamı ben.'' Nasıl bir söz, Nasıl derin bir felsefedir bu...

    Mansur; hac görevini de yerine getirir ve Mekke'de geçirdiği yıllar o'nun kendini dinlediği, inzivaya çekildiği yıllar olur.

    Sonra yeni bir dönem başlar. Hindistan ve Doğu Türkistan'a da gider. Oradaki felsefeleri de kendi görüşüne katar.

    Bağdat ve Mekke'ye geri döndüğünde kendi öğretisi doğrultusunda örgütlenmek ister. Ancak o'na tepkiler artar.

    Bazı ayaklanmalara da yardım ettiği düşünülmüş ve yakalanarak zindana atılmıştır. Misal; Hanbeli ayaklanması.

    Ölüm şekli Hakkında çeşitli rivayetler var. Derisinin soyulduğu, kırbaçlandıysa, taşlandığı, çarmıha gerildiği, cenazesinin yakılarak Dicle'ye savrulduğu vs.

    -ene'l hak...

     
  4. tatlı rüyalar

    alper canıgüz'ün mesleğinin izlerini göreceğiniz güzel bir roman.

    Öncelikle kitap çok akıcı ve sürekleyici, diğer kitapları gibi. yarattığı kahramanlar çok zeki e haliyle bu da kendi kişiliğini yansıtır bir yazarın.

    bir profesörün öğrencileri ile olan dersleri, öğrencilere sorduğu sorular, öğrencilerin cevabı sizi psikolojiye, psikiyatriye özelde ize psikanalize merak duymanızı sağlayacak. bir öğrencinin bir rüyadan; balta şeklinden yaptığı yorumlama müthişti. -gülücük

    sonrasında ise çılgın bir mühendis musallat olur profesörün başına. ama bir mühendis ki ne mühendis. başka bir insanın yaşadıklarını, düşüncelerini hissediyor kendi beden ve ruhunda. hatta bir ara geçiş olduğunu, ispatının ise bir düğme olduğunu söylüyor. profesörden; kendisine farklı uygulamalar yapmasını istiyor, tabii psikiyatri alanında. olaylar böylece gelişiyor. öbür tarafta hector berlioz adındaki kahramanın serüveni, sevgilisi, planları, plana ortak bir suçlu... (aynı zamanda ünlü bir müzisyen ismidir de)

    mühendisin bir resme yüklediği hikaye ise çok etkileyiciydi. sonu biraz tuhaf...

    daha fazla içeriğinde değinmeyeyim. -gülücük

    okunması şiddetle tavsiye edilir.

     
  5. cehennem çiçeği

    Alper canıgüz'ün yarattığı müthiş çocuk; Alper kamu'nun yeni serüvenlerini anlatan, oğullar ve rencide ruhlar kitabının devamı niteliğindeki romanı.

    polisiyeyi daha çok sevdiren bir tarz. bize yabancı gelmeyen; gelenek, aksaklıklar ve çarpıklıklara değiniyor. bu çocuk çok fena... dedektif, filozof, iyi bir kitap kurdu, vefakar bir evlat...

    kitap hiç bitmesin istiyorsunuz. ince latifeler, müthiş bir kurgu.

    devamını da bekliyoruz.