1 2 3 4 5 6 7 8

Omayraaa

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

210 entry 261 konu hiç puanı yok
17.12.2022 00:07 son işlem tarihi takip etme takip et

Fleabag

Kara mizah ya da modern çağın yalnızlık serancamı...

İnsanın kendiyle bütünleştirebileceği az sayıda dizi, film, roman ve bunların kahramanları vardır. Bir sanat eserinde ise herkesten bir şeyler bulmak çok daha zordur. Modern insanın; var olma çabası içindeyken aile, toplum, ahlak ve tüm kutsal atfedilenleri belli bir potada eritmenin fotoğrafını sunmuş dizi hatta dizicik. Tutunamamış bir kadının bireysel özgürlüğünden vazgeçip topluma entegre olmaktansa tabiri caizse birçok şeyden feragat etmesi ve her insana artı çoğu kuruma karşı garip/ucube görünmekten beis görmemesi... Kendi olması. Çok sıradan, çok samimi, çok insansı, çokça benden veya sizden/bizden... Yani niye o kadar etkiledi o kısalık ve sadelikle? Çünkü!

Heykel sarmalı, isimsizler mangası...

-it'll pass!

Hani kadının iç sesini rahip duydu ya hani kadın da rahibin tilkisi gördü ya... İşte çok muazzam bir detaydı!

02.07.2020 20:19
  1. silahlara veda

    ernest hemingway'ın savaş realitesini tüm çıplaklığı ile anlatan eseri. birinci dünya savaşı esnasında özel olarak askerlerin gözlemlerini barındırıyor kendi içinde. yazarın bizzat yaşadığı olayları müthiş gözlemleri ile aktarması ise size tam olarak o ambiyansı yaşatıyor. yaralanma ve tedavi sürecine de değinen bir kesitte bulunur eserde.

    savaş ortasında aşktan da geri durmayan kahraman silaha veda ederek en mantıklı olan şeyi yapıyor. çünkü geri çekilme esnasında bir de hukuksuz yargılamalar ve infazlar başlıyor.

    hayalini kurdukları yaşam için bin bir zorlukla meşakkatli kaçışlar. savaşın absürdlüğünü akıcı ve sürükleyici bir dil ile sunuyor.

    sonuçta savaş dediğiniz şey anlamadığımız ne varsa odur.

     
  2. mantıku't tayr

    iran'lı feriddüni-i attar'ın tasavvufi tarza örnek olacak eseri.

    yakın bir alevi aile dostumuzun, iş bankasından yayınlanan eski bir baskısı olarak 'kesinlikle okumalısın' diyerek hediye ettiği bu kitap, esasında bu topraklarda, gelmiş geçmiş birçok sevgi insanının felsefe ve düşüncesini içinde barındırıyor. misal; Mevlana, yunus emre, hallaç-ı mansur, Zerdüşt, pir sultan... (yalnız bu saydıklarımızdan çok önce yazılmış, 1200'lü yıllarda)

    islam klasiği olarak geçen eser, özel olarak simurg efsanesini işliyor. arada ise birçok küçük küçük kıssalar aktarıyor. sultan mahmut, dervişler, hocalar hakkında öykü ve hikayelerde serpiştiriyor araya. ene-l hak düşüncesini çok göreceksiniz eserde. ne ararsan kendinde ara gerçeği ile yaratıcıyı arayan 30 kuşun bu arama esnasında yaşadıklarını sunuyor. kitapta 7 vadi evresi vardır. bu evreler çile, istek, vazgeçiş, aşk vs bulunur.

    sonunu söylemeyeceğim ama müthiş. her şey sensin.

     
  3. yalnızlık gittiğin yoldan gelir

    selçuk altun'nun; ismini oktay rıfat'ın bir dizesinden aldığı enfes, postmodern bir romanı. uzun yıllar önce bir arkadaş hediye etmişti ve ben bu kitabı, okumak için en son sıraya almıştım. biraz ön yargılı olduğum aşikardı bu durumda. elimde kitap kalmadığında ben de okur kuzene hediye ederim diye düşünmüştüm. dünyanın en güzel hayal kırıklığı oldu ve kitaplığımın baş köşesinde yerini aldı. yazarın derin gözlem ve edebiyat artı müzik artı heykel sanatları ile ilgili birikimi hayrete düşürür insanın. hatta bunlarla kalmaz; filozof ve dünyanın birçok önde gelen insanından bahseder.

    kurgu da mükemmel. bir entelektüelin hayatını göreceksiniz kitapta. üslup ve dili de ustaca kullanmış. genelde dünya özel ülkemizin bir portresini sunuyor.

    insanların iç dünyası, önemli kişilerin mahremleri hakkında verilen güzel bilgiler, aile hayatları, miraslar, imgeler ve semboller...

    tavsiye edilir.

     
  4. zorba

    "Dinle oğlum, tanrı'yı yedi kat gökler ve yedi kat yerler almaz; ama insanın kalbi alır, onun için aklını başına topla aleksi, hiçbir zaman insanın yüreğini yaralama."

    bazı kitaplar vardır, etkisi bir ömür boyu sürer. okuduğunuzda kitabın, bütün cümlelerinin altını çizersiniz. işte zorba da yunan filozof nikos kazancakis'in yazdığı bu eserden bir tanesidir.

    özgürlük kokuyor. yaşamın anlamını arayan ya da yitirmiş bilge bir adam, bu anlamı bir adamda görür, bulur. aleksi zorba!

    her satırında derin manalar vardır. anlatılar her şeyde bir ab-ı hayat. ülke ülke, şehir şehir, ırk ırk, güzel güzel, çirkin çirkin dolaşan bir insanın anlamlı serüveni.

    yıllar önce okumama rağmen her dizesi aklımda olan bir destan gibi. uzun süre efsunundan kurtulamadım.

    bir adam yaşamış ve yaşamının her anını dolu dolu geçirmiş. yapmak isteyeceği şey için fiziksel olarak kendine zarar vermekten dahi çekinmeyen bir deli.

    esas patron o, benliğinin patronu. benliği aşan bir patron.

    herkesin okuması gereken bir eser. herkes birçok şey bulacaktır kendinden, hayattan ve anlamdan.

    "dünyayı bugüne getiren nedir, bilir misin? yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. sonuna kadar gir be insan..."

    not: nikos kazancakis'in zorbası, bizim zorbamız.

     
  5. insan ne ile yaşar

    tolstoy'un idealizm kokan, kısa hikayelerden oluşan eseri. sade, akıcı bir kitap.

    ilk defa bir kitabı olumsuz anlamda eleştireceğim. ben beğenmedim ağabey. -gülücük

    sır kapısı programı gibi bir şey. hatta başta bizim topraklarda yaşayan biri mi yazdı diye düşünmedim değil. yani kitapta tamamen semavi dinden mitler eklenmiş olaylar bulacaksınız.

    insan iyilik, vicdan ile yaşamalı. ahlak, sevgi, iyilik, kötülük, dürüstlük dinlerin tekelinde değil tüm insanlığa ait.