Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Omayraaa

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

239 entry 263 konu hiç puanı yok
04.02.2024 14:56 son işlem tarihi takip etme takip et

Editörden arkadaşlık teklifi almak

Gücü asıl bana vermeleri gerekirdi bu durumda ulaş.

Simetri desen var tehdit desen yok..

24.01.2024 14:03
  1. kuzey

    burhan sönmez'in bir romanının ismidir. okuduğum romanlar içerisinde kurgusu farklı olanlardan bir tanesidir bu eser. kuzey'in gizeminden, zorluğundan bahseder. babasının hayatını ve kuzeye niçin gittiğini öğrenmeye merak salan çocukla başlıyor kurgu. solak olanların kuzey'de uğursuz ya da çok önemli sayıldığı bir gizem vardır.

    kitapta ilgimi çeken olaylardan biri ise kadınların kurduğu silahlı, dövüşçü bir askeri gruptu. ayrıca bu kadın grubu doğayı, dilleri, kültürleri ve ezilenleri koruyor. astronomi, coğrafya biliminden çokça veri veriyor. tasavvufi gerçeklerden de izler var.

    işkenceci bir adamın eleştiri ve öz eleştirisi hatta iç hesaplaşması etkileyiciydi.

    fakat kurgunun içinde birçok kısa hikaye anlatılması kafanızın karışmasına da neden olabiliyor.

     
  2. Fideizm

    Fideizm; ilk doğruların bilgisi, imanla kazanılır diyen ve akla göre İmana öncelik tanıyan felsefi anlayış.

    Bu konuda lenin şöyle diyor: '' çağdaş fideizm hiçbir zaman bilimi yadsımaz. Yadsıdığı tek şey, bilimin 'abartılmış' Sav'ları, yani nesnel gerçeği bilme savlarıdır. Materyalistlerin düşündüğü gibi, nesnel gerçek varsa, insan 'deneyimde' dış dünyayı yansıtan doğa bilimleri, yalnız onlar, bize nesnel gerçeği vermeye yetenekliyse, fideizmin tümü çürütülmüş demektir.''

     
  3. hektor

    truva savaşının cenk eden bana göre tanrı olduğunu düşündüğüm ve ölümüne çok üzüldüğüm hektor, okuduğum ve homeros'a ait ilyada esderinde kahramanım olan kişidir.

    savaşın başında kazanacağını düşündüğüm fakat tanrıların kandırmaları ve hileleri ( özellikle zeus ve ares) sonucu savaşı kaybetmiştir.

    hektor'u öldüren ahhilleus, aslında savaşın başında, cenge dahil olmamıştır. fakat hektor'un akhilleus'un çok yakın arkadaşlarını öldürmesi sonucu savaşa dahil olmuş ve hektor'u çok fecii bir şekilde öldürmüştür. cesedinine bile vahşi işkenceler yapmış fakat ölüye saygıdan dolayı tanrılar cenazesini korumuştur ve babası gidip gizli bir şekilde almıştır cenazeyi.

    ölümü ve yenilgisi beni çok sarsmıştı, hayal kırıklığına uğratmıştı.

     
  4. Mithra

    Bugün pek tartışılmayan ya da tartışılmasına gerek duyulmayan mithracılık, aslında günümüzü yorumlamada önemli bir veri olmaktadır. Hatta bu görüş Gandhi'ye (gandi) kadar uzanan barışçıl siyaseti de öne çıkarır.

    Tarihi her zaman düz-çizgisel ve zorunluluk ekseninde alınması ve yorumlanması ile ters düşer bu felsefe.

    Çoğu kez ışık olarak değerlendirilen ama dost anlamına da gelen mithra, akıl ve Hikmetin efendisi, ışık krallığına hükmeden on iki Tanrı'dan biri olarak anılır. Hindistan, İran, Mezopotamya, Anadolu, roma merkezli Avrupa-Afrika coğrafyasına yayılan mithra, Perslerde ise Göksel ışığın yaratıcısı Olan güneş tanrısıdır. Antepdeki kazılarda bir tapınağına da ratlanmıştır.

    Romalılarda mithra, Güneş ve Aslan figürü ile gösterilmektedir. İran bayrağındaki Aslan ve güneş bu etkinin halen yaşadığını gösterirken, Hz.ali'yi bir savaşçı-kahraman olarak hem Aslan hem de Güneşle tarif etmek mithracılığın etkisini be kadar olduğunun ispatıdır.

    Hatta bugün mihr kelimesi Güneş anlamına gelmektedir.

     
  5. Simya

    Simya, yaygın olarak maddeden altın elde etmek için yapılan çalışmalar olarak bilinir. Etimolojik olarak simya sözcüğü kimya sözcüğü ile aynı kökenden gelmektedir. Kökeni Arapça olan bu sözcükler arapça'ya da 'kara ülke' anlamına gelen 'khem' sözcüğünden gelmiştir. Bu 'kara ülke' ise mısır'dır. Simyanın kökeni de Mısır olarak görülmektedir.

    Simya gerçekte bir dönüşüm sanatıdır. Kirli olanı, hasta olanı birçok süreçten geçirerek, arınmış ve mükemmel olana yani ışığın en mükemmel temsili anlamına gelen altına dönüştürmeyi amaçlar. Bu altın arayışçılığı maddi değeri olan bir maden arayışı değil, maddenin özünü açığa çıkarmak sureti ile hakikate ulaşma arayışıdır. Tabi ki ilk simyacılar felsefesi için bu geçerlidir.

    Onlara göre maddenin içini temizleyerek altını keşfetmesi, insanda tanrısal tözün ortaya çıkarılması ile benzerlik gösterir.

    Öyleyse kendi içindeki tanrısal tözü bulmak isteyen kişi, tıpkı maddenin saflaştırılması gibi, kendi içine dönerek kendini saflaştırmalı ve gizli olan, içindeki felsefe taşına ulaşmalıdır.