Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
OmayraaaBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
İkinci dünya savaşı daha doğrusu özelde hitler ile ilgili bir çok unutulmaz film vardır. Bu filmi diğerlerinden ayıran ise daha çok yönetim ve militarizm üzerinden gitmesi. Bence zor bir konu ve izleyiciyi ekranın başında tutmak maharet ister. Dolayısıyla Hitler için planlanan bir suikast ve darbenin çok gerçekçi bir şekilde sinemaya aktarılması takdire şayan. Gerçek bir olay üzerinden güzel bir çalışma çıkarılmış.
orada ve o devirde olduğunuzu hissediyorsunuz. Gerilim, heyecan, korku...
büyük cesaret!
Filmde himler olmadan suikastın yapılmaması isteniyor. Yalnız himler kadar göring, gobbels de var hitler'den aşağı tarafı olmayan. Aslında hiç araştırmadığım yalnız bir sohbette aklımda kalan bir şey var. Tabi tarih sonrası fısıltı, abartı mı bakmak gerek. Operasyon valkyrie dışında/hariç Hitler'e suikast düzenlemek isteyen kişilerden biri himler. Bu adamın manyak olduğunu ve herkesi, her şeyi çılgınlıkla çöküşe götürdüğü lafı dolaşmış bir ara. Gerçi bu sohbete karşılık benim de söylediğim şey: himler eğer hitler'in yanındaysa ki onun kadar azılı bir cani bu söylenen belki liderlik takıntısından doğmuştur.
Neyse sonunu bilsek de ay acaba ölür mü falan dedirtecek cinsten film.
albay stauffenberg (tom cruise'un iyi oyunculuğu ve benzerliği), Sonu tabi ki hüsran.
İkinci sezon ve hatta hanzee hakkında bir çift laf ermeden olmaz. Buram buram kalite kokan dizi.
Bu bir bozukluk mu bilemiyorum katilleri üryan olarak duygu, kişilik bakımından öne seriyor. Dolayısıyla katil ile empati yapıyorsunuz.
Tuhaf çok tuhaf.
Üstelik katillerin hepsi iyi laf yapıyor. Milligan...
Hanzee yoruldum diyor ya, orda kopuyor tüm gerçek. Kasabın karısının Halislasyonu ise felsefe tamamen.
Zor ilerleyen lakin muhteşem.
İnsanlık tarihinde felsefenin en önemli soru ve sorunlarından olan varoluş anlayışı ve buna verilen cevaplar üzerinden felsefe, bilim gelişti diyebilir miyiz?
Bu konu ise iki yorumlama ile çıkıyor sahneye ve ayrılıyor birbirinden. İdealizm/materyalizm. Zaman ve kümülatif de önemli gelişim açısından. Hal böyleyken idealizmi de tam anlamayan hatta felsefe sözlüğüne ciddi manada ihtiyacı olan genç Hegel bilmez idealist hegelciler, red etme kavramını kullanmış bulunmuş. Bulunmuş diyelim yoksa hiçbir gerçek hegelci muhtemelen böyle bir kavram kullanmaz. Öncelikle birbirine reaksiyon olarak doğmamış şey nasıl birbirini reddeder ki. Şunu anlamak gerekir ki felsefede düşünce sistemleri/gelişimi birbirini doğrulama, reddetme işlevi görmüyor. Konuları, alanları doğrulama veya yanlışlama yapmak değildir. Salt bir bilgi ve yetenek de yoktur. Dolayısıyla bu düşünce sistemlerinden bir şeyleri kanıtlama, reddetme, olumlama gibi talepler anlamsız olur.
İdealizm (apiorri) ruhun doğadan önce olduğunu söyler ve bu durumda düşünce maddeden ayrıdır savı üzerinden yürürler. Materyalizm ise varlığa ruhtan önce değer verir. Madde bilinci belirler. İlk madde vardır demektir bu da yani düşünceden önce vardır.,Hem düşüncenin hem de doğanın gelişim yasasıdır. Dinamiktir, doğada çoğu şey birbiri ile ilintilidir ve her şey değişe. bilim de bu sayede gelişmiştir.
Son olarak şunu söylemek gerekirse Hegel idealizme son noktayı koyan ve idealist felsefenin en büyük temsilcisidir. Modern diyalektiğin kurucusu.
Düşünce sistemleri birbirlerinden faydalanır. Keza marks, başının üzerinde duran diyalektiği ayakları üzerine oturttum der. Maddesel temele yani...
Üstelik Marksizmin üç saç ayağından biri Alman felsefesidir. Alman felsefesi içinde olanlardan biri de Hegel ve çok da önemli felsefecilerindendir.
Öyle bir ağacın tepesinde oturup ıskalayan şerhler yapmakla olmuyor o işler. (Gülücük)
Not: bu başlığa sürekli felsefe notları girilecektir.
1. | tesel-ya | |
2. | pozitifbakış | |
3. | med-czr | |
4. | harrani | |
5. | cahil kelimeler | |
6. | CAF CAF. | |
7. | Archiveottoman |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |