Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
kabareBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
mayalanacak sütün ısı ayarı serçe parmak ile belirlenir. öncelikle iyice kaynayan süt, mayalanacak yerine alınır ve bir süre ılımaya bırakılır. mayalanacak süte (tertemiz olan) serçe parmak daldırılır. eğer süt, parmağın dayanamayacağı kadar sıcak ise bir süre daha beklenir. sonra tekrar serçe parmak ile sütün sıcaklığı ölçülür. şayet sütün sıcaklığı parmağı hafif ısırıyorsa, bu mayalanmak üzere tam kıvamını almış demektir. mayalama işlemi yapılabilir.
bu tarif annemin tarifidir, o nedenle hiç şaşmaz.
alexander graham bell, icadından sonra ilk telefon hattını sevgilisi allessandra lolita oswaldo'nun evine çekmiş. ve ne zaman telefonu çalsa sevgilisi allessandra lolita oswaldo'nun onu aradığından emin olduğundan ahizeyi kaldırıp; " allessandra lolita oswaldo " diye ismiyle hitap etmeye başlamış. bu durum bir müddet böyle sürmüş fakat zamanla yorucu olmaya başlamış. bu kadar uzun ismi her telefon çalışında telaffuz etmek yerine bell, sevgilisinin adını kısaltarak hitap etmeye karar vermiş. telefonu açışında ona bir zaman "ale lolos" diye hitap etmiş fakat araştırmaları, çalışmaları uzadıkça graham bell, bu hitabı daha da kısaltarak iki heceye düşürmüş. işte günümüze değin kullanılagelen bu kısa telefon hitap adı "alo" oradan gelmektedir.
telefon icadı olmasaydı nasıl iletişim kurardı acaba insanoğlu, bilemiyorum.
pinhani'nin bu şarkısı dilimize pelesenk olmuştu epey bir zaman. söyleyip durmuştuk. melodisi ve klibi de güzel şarkının. hayat yordukça, sıkıldıkça insanın canı söylenesi bir şarkı bu.
dolayısıyla zaman zaman söylediğim oluyor yine, vazgeçilmiyor öyle hemen.
gel vazgeçelim hiç zorlamadan
sen aklı selim, ben yorgun adam
bir yer bulalım, dünyadan uzak
yine gözümüz yükseklerde
hayat geçiyor perde perde
doydum artık bana müsaade
bir yer bulalım, dünyadan uzak.
bir yol var ama her yerde tuzak
bir yol daha var, dönmek de yasak
deryaya yakın, dünyadan uzak.
sadece canımız, canlarımız değil yanan; milli servetimiz, ciğerimiz, içimiz, geleceğimiz velhasıl her şeyimiz yanıyor. orman ve içinde yaşayan hayvanlarımız, börtü böcek velhasıl o güzel varlıklarımıza bir daha asla sahip olamayacağız. elli yıl mı, yüz yıllık mıydı o ağaçlar, o ormanın oluşumu ? yerine dikilecekler ne kadar sürede o yaşa, o verime erişecekler kim bilir. hele yavrularını yanmak pahasına terk etmeyen o anaç hayvanlarımız... içimizi yakan manzaralar.
böylesi beklenmeyen bir felakete nasıl da hazırlıksız yakalandı ülkem. oysa benzer durumda komşu ve diğer ülkeler ne kadar kısa sürede olaya müdahale ettiler. benzer şekilde ülkemizdeki ilgili kurum ve kuruluşlarca olası felaketlere karşı her zaman, her türlü tedbirlerin alınıp, hazırlıklı olunması gerektiği hususu bir kez daha vurgulanması gereken durum.
yangını çıkaranlara dileğim; daha beter yangınlarda, yaktıkları bu yangınlarda telef olan o biçare canlılar misali çaresiz kalmaları. üzüntümüzün tarifi yok.
üstelik yangınlar hala bitmedi, devam etmekte.
1. | metin_alkan | |
2. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |