Türkiye'nin memur portalı

"sevilen pis kokular" başlığına rakip olsun diye açmış bulundum.

limon, portakal ve domates yaprağı, nane, vanilya, kokuları ilk aklıma gelenler.

son izlediğim bir tiktok'ta vardı; kalemi kullanan biri rastgele fakat oldukça yavaş bir şekilde helezon çizimler çizerek minicik bir böceği yönlendiriyordu. ilginç olanıysa böceğin o çizginin dışına hiç çıkmadan yoluna devam etmesi. çizilen bir izi takip etmek ,o izin dışına çıkmamak dürtüsü nasıldır bilinmez. ancak gerçek hayatta hiç şüphesiz en güzel, en doğru ve en sağlıklı izler bırakmak, arkadan gelecekleri düşünmek adına oldukça mühim bir husus. izindi gidilecekse eğer bu topraklarda değerli bir iz bırakanın, bu ancak; ebedi türk önderi olan gazi mustafa kemal atatürk gibi evrensel düşünebilen, çağının çok ötesini görebilen, atılımcı, barışçıl, cesur, sosyal, çağdaş, hümanist biri olmalıdır.

beyhude, boş konuşma, gereksiz, boş sözler, saçma sapan, ipe sapa gelmez, laf kalabalığı.

dilimize farsça'dan geçmiş olan " güzaf " kelimesinin karşılığı da boş, lüzumsuz, gereksiz söz, rüya tabir etme anlamını taşıyor. bunun bir de argoda karşılığı var; martaval,palavra,laga luga.

'laf u güzaf' kelimesinin bunların tam karşılığı olup olmadığı hususunu ise dilbilimcilere danışmalı.

" beşik gibi sallanmak " gibi tatlı bir deyime karşılık gelse de, bu sallanıştan sadece korkulur, pek keyif alınmaz.

en sevdiğim grupta bulunurlar.

bu kitap okuma hastaları; bıkmadan kitap okuyabilen ve genellikle gözlüklü, gözlük dereceleri oldukça ilerlemiş, neşeli, duyarlı, hoşsohbet kimselerdir. bu işi abartıp, ansiklopedi okuyanlarına bile rastlamak mümkündür.

dipnot. bahse konu kitap kurdu, yakinen tanıdığım biri olup gazete kupürü dahi okumaktadır . - glck -