Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

kabare

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

1,406 entry 145 konu hiç puanı yok
24.11.2023 11:12 son işlem tarihi takip etme takip et

Aynı nikte senelerce sabit kalan insan

ulaş sakın bizi ,

"rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli..." dizeleriyle uğurlamaya kalkmasın. tek yönlü bir seyahat mi bizi bekleyen ? :P

renjiro durup dururken böyle şeyler neden söylesin ki; bir bildiği var herhalde. :)

15.11.2023 12:45
  1. paramparça

    sıfat ve zarf görevinde olup, bitişik yazılması gereken pekiştirmeli bir sözcük; paramparça.

    belki düşüp kırılmaktan bir kalbin, belki de bir çarpmanın çarpışmanın etkisiyle savrulan bir eşyanın veya hayatın parçalara ayrılması, parçalanması hali. her ne sebeple olursa olsun sonuç itibariyle toparlanması imkanı bulunmayan bir dağılmanın; istenmeyen üzücü bir sonucun ortaya çıkması durumu.

    bu durumu en iyi anlatan teoman'ın "paramparça" şarkısı. özellikle şarkıda geçen ; "bildiğim tüm hayatlar, paramparça..." dedikten sonra "aaa" şeklinde devam eden üç "a" harfi ve inilti şeklindeki söylenişi. dinlerken insanın içini gerçekten paramparça ediyor.

     
  2. ne kadar kira ödüyoruz

    son iki ay içinde birden ikiye, üçe, dörde katlanan zamlı fiyatlardır.

    zam yapmayan ev sahibinin nerdeyse hiç kalmadığı bir ülkeye dönüştük. bu zamlar; kuralsız ve denetsiz yapılan fırsatını kollayan evsahiplerinin haksız zamları. ne diyelim, allah kiracıların yardımcısı olsun.

     
  3. Sobaya bir şey atıp yanışını izlemek

    şimdilerde bahçemizdeki semaveri yaktığımızda kendimizi avutarak yaşatmaya çalıştığımız nostalji.

    şuan hatırladığım ise çocukluğumdan kalan ve unutamadığım anılarımdan bir kesit.

    gece, biz çocuklar henüz uyumaya çalışıyorken, annem gelip bizleri tembihler; tek tek öper ve ışığı kapatırdı. o ayrıldıktan hemen sonra kardeşlerimle kıpır kıpır alçak sesle konuşup,gülüşürdük. yanan sobanın alevlerinin tavanda yansımalarından gözlerimizi alamaz,hayaller kurar, sobadan yükselen o muhteşem ışık dansını izlerken mışıl mışıl tatlı, huzurlu, sıcacık uykulara dalardık.

     
  4. aşk

    bazen onu andığında, kalbinin üzgün bir şekilde, eski hazan bahçelerinden geçmesidir.

     
  5. tekaüt memur

    arapça'dan dilimize 12. yüzyılda girdiği rivayet olunan kelimenin kökeni; ku'üd. ku'üd ; oturmak, soluklanmak, dinlenmek demekmiş.

    ilk anlamı; oturma, ikincisi ise hareketlerinde aktif veya eylemi olmama. bir nevi inzivaya çekilme. günümüze gelindiğinde tekaüte ayrılmak; çalışanın-memurun sakatlık, yaşlılık nedeniyle aktif görevinden, bir maaş karşılığı ayrılıp, işini bırakması olarak bliniyor. son zamanlarda pek kullanılmamakla birlikte, emekli olan bir memura espri yollu takılırken söylenen sözdür.